Kira sözleşmesine dayanan ve davaya konu senetle ilgili alacağın muaccel hale geldiği iddiasıyla takibe konu senedin "şarta bağlı olarak verildiği" hususunu alacaklının kabul edildiğinden, 'kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadi' unsurunu içermeyen senedin bono vasfında olmadığı ve bu senede dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılamayacağı-
".... parseldeki .... Projesinden Dükkanın satışı ...’e verildiğinde bu senet ... İnşaat’a iade edilecektir. Buna istinaden bu senet verilecektir. Bu senet devir, temlik ve ciro edilemez" ibareleri bulunana senedin kayıtsız şartsız borç ikrarına havi olmadığından, kambiyo vasfı taşımadığı, dolayısıyla alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği ve bu nedenle İİK. mad. 170/a uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
8.01.2008 düzenlenme tarihli bonoda “ödeme günü” kısmında 08.07.2017 tarihinin yazılı olduğu, senet metninde ise vadenin “8 Temmuz 2018” olarak gösterildiği, bu haliyle bonoda çift vade olduğu anlaşılmakta olup, bu husus mahkemece re’sen gözetilerek takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan veya ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağı-
Çift taraflı talilde ispat külfetinin yer değiştirmeyeceği- Dava konusu bonoda "nakden" kaydı olup gerek davacı ve gerekse davalı bononun alım satım ilişkisi sebebiyle düzenlendiğini ifade ettiklerine göre; bu durumda çift taraflı talilin söz konusu olduğu dikkate alınarak ispat yükümlülüğünün davacı borçlu üzerinde olduğunun kabül edilmesi gerektiği-
Dava konusu senedin tahrifat yapılmadan önceki düzenleme tarihinin, senedin vade tarihinden sonra olması halinde senedin adi borç senedi niteliğinde olacağı-
Davacı borçlu İİK'nun 169/a maddesi kapsamında, senedin teminat senedi olarak verildiğinden bahisle takibin iptalini talep etmiş ise de bu iddianın aynı madde kapsamındaki belgelerden biri ile ispatı zorunlu olup, yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre senedin banka kredi sözleşmesi kapsamında teminat için verildiğinin iddia edilmesi halinde, kredi sözleşmesinde takibe konu bonoya açıkça atıf yapılması zorunlu olup, kredi sözleşmesinde senede hiçbir atıf olmadığı ve yine alacaklının da senedin teminat senedi olarak verildiğine dair kabulünün de bulunmadığı anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Dava konusu bonoda "malen" kaydının bulunmasına karşın senet alacaklısının taraflar arasında mal alım/satım ilişkisi olmadığını beyan ettiği gibi bu şekilde bononun düzenlenme sebebini talil ettiği dikkate alınarak ispat yükümlülüğünün davalı alacaklının üzerinde olduğunun kabül edilmesi gerektiği-
Borçlunun itirazını yazılı bir belge ile ispat edemediği ve alacaklı tarafından da takip dayanağı bononun teminat senedi olduğuna yönelik bir kabul beyanı bulunmadığına göre, itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu senette "nakden" kaydı olup davalı taraf bu senedin mal alımı için düzenlendiğini beyan etmekle senet sebebini talil etmiş olduğundan ispat yükümlülüğünün davalı tarafın üzerine geçmiş olduğu-