“Ödeme günü” başlığı altında "20/06/2018" tarihinin yazılı olması, senedin metin kısmında ise “20 Mayıs 2018” tarihinin yazılı olması halinde, söz konusu senedin çift vade taşıyor olacağı- Çift vade içermesi nedeni ile kambiyo vasfını haiz olmayan senede dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı, mahkemece bu husus re’sen gözetilerek anılan senet yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Çek tedavüle çıktıktan sonra ödenerek ilk cirantaya döndükten sonra tekrar tedavüle çıktığından ikinci tedavülden önceki ikinci cirantanın sorumluluğu açıklandığı üzere bulunmamakta, ancak keşideci, lehtar ciranta ve ilk ciranta ile takip alacaklısı hamil arasında sorumluluğun bulunduğu, zira ilk cirantanın çeki yeniden tedavüle sokmakla ikinci cirantaya ciro etmeden önceki durumuna döndüğü ve alacaklı tarafından ikinci ciranta hakkında takip yapılamayacağının kabulü gerekeceği, o halde, ilk derece mahkemesince re'sen İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline karar verilmesi gerekeceği- Takip dayanağı olan çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı iddiasının, keşideci tarafından ileri sürülmese dahi, çekin geçerliliği mutlak def’i mahiyetindeki bu iddiaya bağlı olduğundan muteriz borçlu (ciranta) tarafından alacaklı hamile karşı ileri sürülebileceği, mahkemece HMK'nun 266. maddesi uyarınca yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırılarak, takibe dayanak çekin keşide tarihi altındaki imzanın, keşide yerinde mevcut keşideci imzası ile karşılaştırılıp aynı elin ürünü olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, paraf imzanın keşideciye ait olmadığı iddiasının şikayetçi borçlu tarafından ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Çek tedavüle çıktıktan sonra ödenerek ilk cirantaya döndükten sonra tekrar tedavüle çıktığından ikinci tedavülden önceki ikinci cirantanın sorumluluğu açıklandığı üzere bulunmamakta, ancak keşideci, lehtar ciranta ve ilk ciranta ile takip alacaklısı hamil arasında sorumluluğun bulunduğu, zira ilk cirantanın çeki yeniden tedavüle sokmakla ikinci cirantaya ciro etmeden önceki durumuna döndüğü ve alacaklı tarafından ikinci ciranta hakkında takip yapılamayacağının kabulü gerekeceği, o halde, ilk derece mahkemesince re'sen İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken, şikayetçi borçlu tarafından kambiyo şikayeti ile birlikte borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini de talep ettiği görülmekle, derdestlik söz konusu olmadığı halde HMK.'nun 114/1-ı ve 115. maddeleri uyarınca derdestlik nedeniyle usulden reddinin isabetsiz olduğu-
Çeke dayalı kambiyo takibinde, çekteki banka ibraz şerhinde tarih yoksa da, keşide tarihinin .............. ve takip tarihinin ............ olduğu, dolayısı ile çekin bankaya ibraz edildiği ve 10 günlük ibraz süresi içerisinde takip başlatıldığı, bu nedenle ibrazın süresinde olduğunun kabulü gerekeceği, dolayısıyla takibe dayanak çek kambiyo vasfında olduğundan, İlk Derece Mahkemesi'nce şikayetin reddi gerekirken, yazılı şekilde takibin iptali yönünde hüküm tesisinin ve Bölge Adliye Mahkemesi’nce de, istinaf başvurusunun esastan reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
“Kar Payı Protokolü” başlıklı belgede takibe dayanak bonoya açık bir atıf bulunmadığı gibi teminat olarak verildiği hususunda da net bir ifadenin yer almadığının, teminat amacıyla herhangi bir senet verildiğinin yazılı olmadığının, alacaklının cevap dilekçesinde de senedin teminat senedi olarak verildiğine yönelik bir kabulünün bulunmadığının anlaşıldığı, kabule göre de, dairemizin yerleşik içtihatlarına göre senet üzerinden anlaşılmayıp ayrı bir sözleşmeye dayalı teminat iddiaları İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup bölge adliye mahkemesince istemin İİK’nun 170/a maddesi kapsamında değerlendirilmesinin de yerinde olmadığı, o halde; bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin itirazın reddine ilişkin kararı yerinde olduğu-
Tanzim yeri bulunmayan takibe konu senette, keşideci adı soyadı altında yazılı olan mahalle ve sokak içeren adres, belirgin bir idari birimi belirtmediğinden, icra mahkemesince re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerektiği- İİK. mad. 170/a uyarınca, borçlu yararına tazminata ve para cezasına hükmedilemeyeceği- 
Kambiyo senetlerine özgü takiplerde, borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, alacaklı ağır kusurlu ya da kötü niyetli ise alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceği-
Bilirkişi raporunca, inceleme konusu senetlerde "ödeme günü" matbu yazısı hizasında bulunan 20.05.12, 20.06.12 ve 20.07.2012 rakamlarının kendilerinden önce gelen ikisi paralel biri dikey çizgiden oluşan kapama işaretinden ve vadenin metin kısmında, mukabilinde matbu yazısından sonra gelen 20 Mayıs 2012, 20 Haziran 2012 ve 20 Temmuz 2012 ibarelerinin kapama işaretinden mürekkep tonu itibariyle farklılık gösterdikleri ve yazı ile gösterilen kısımlardaki ay isimlerinin kapama işaretinin üzerine yazıldıkları ve dolayısıyla vade tarihlerini gösteren kısımlarda kapama işareti mevcut iken rakam ve yazıların sonradan yazıldıkları sonucuna varıldığı- Bonolarda tahrifattan önceki vade tarihi kısmında kapama işareti olması, bonoda çift vade oluşmasına sebebiyet vermediği gibi düzenleme tarihi olan 20.04.2012'den önceki bir tarih de olmadığı görülmekle, yapılan tahrifatın bononun kambiyo vasfına halel getirmediği-
İcra takibinden önce mahkemeden alınmış mirasın reddi kararının, süreye tabi bir "borca itiraz" niteliğinde mi, yoksa kamu düzeninden olması nedeniyle "süresiz" olarak başvurulabilecek bir şikâyet sebebi mi olduğu?
Borçlunun, itiraz dilekçesinde takip konusu çeklere ilişkin borcun takip öncesinde kendisinden sonra gelen ciranta .................. Şirketi' ne ödendiğini belirtmek suretiyle borcun varlığını kabul ettiği, bu durumda borç kabul edildiğinden alacaklının yetkili hamil olmadığından bahisle takibin iptaline karar verilemeyeceği- Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun dava dilekçesinde ödeme iddiası olduğundan, İİK md.170/a-son gereğince yetkili hamil olmadığından bahisle takibin iptal edilemeyeceği gözetilerek borçlunun ödeme iddiası yöntemince incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-