Senedin düzenleme tarihinin 15.08.2018, senet metni içerisindeki vade tarihinin 15 Ağustos 2018, senedin üst kısmında yer alan ödeme tarihinin ise 15.08.2019 olarak yazıldığı uyuşmazlıkta, senet metni içerisine yazılan tarihin, düzenleme tarihi ile aynı olması karşısında senet metni içerisine yazılan ikinci bir vade tarihi olduğunun kabul edilemeyeceği- Sadece düzenlenme tarihinin ödeme tarihinde tekrarının çift vade anlamına gelmeyeceği, aksini kabulün aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olacağının önceki HGK kararlarında da benimsenmiş olduğu- "Bonoda vade tarihi ve düzenleme tarihinin aynı tarih olmasına engel bir düzenleme bulunmadığı, senet metni içerisinde bilinçli olarak vade tarihinin 15.08.2018, senedin üst kısmında ise ödeme tarihinin 15.08.2019 yazıldığı gözetildiğinde, senette çift vade bulunduğundan takibin iptaline karar verilmesi gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Takibe konu bonolarda yazı ve imzada sahtelik iddiaları üzerine icra mahkemesince nasıl bir yol izlenmelidir?
Mirasçı borçluların "bononun, satış sözleşmesinin teminatı olarak verildiğine" ilişkin "borca itirazının", "imza itirazıyla" çelişme halinde olduğundan, borçluların "imzayı inkar etmedikleri" sonucuna varılması gerektiği- "Bononun teminat bonosu olduğu ve takip konusu yapılamayacağı" itirazının, "borca itiraz" niteliğinde olduğu ve bu iddianın kanıtlanamamış olduğu- Borçluların bu konudaki istinaf istemlerinin de Bölge Adliye Mahkemesince reddedilmiş olduğu ve çelişme konusu olmaktan çıktığı- "Takibe konu senedin bono niteliğinde olduğu" icra mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince de kabul edildiğine göre, İİK m. 170/a'nın somut olayda uygulanamayacağı- "Takibin muvakkaten durdurulduğu", "borçlunun borca itirazının reddedildiği" ve "alacaklının talebi" de bulunduğu gözetildiğinde, İİK. m. 169/a-6 gereğince alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği- "Yasal koşullar oluşmadığından borçlu-mirasçılar aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmemesi gerektiği" şeklindeki karşı oyun (ve Samsun BAM 4. HD. kararının) isabetli bulunmadığı-
“…. nın teminatıdır” şeklinde bir kaydın senet ön veya arka yüzünde olmayıp senetlerin metnine dahil olmayan senetlerin sağ tarafında koçan kısmında yazılı olması durumunda bononun akıbeti-
İcra takibinde derdestlik için takip türlerinin aynı olmasının aranmadığı- İcra takibinin ilamlı ya da ilamsız olduğuna bakılmaksızın, mükerrer takibin iptali talebi takip şartı olarak değerlendirerek bu konudaki şikayetin icra mahkemesinde süresiz olarak ileri sürülebileceğinin kabulü gerektiği- Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile ilamsız icra takibi derdestken, genel kredi sözleşmesine dayanılarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığında her iki takibin dayanağının farklı olsa da, alacaklının (istinafa cevap dilekçesinde)  “..banka alacağının tahsil edilmesi adına ikame edilen takip dosyalarının tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile açıldığı, aynı alacak için değişik takip yollarına başvurulmasında yasal bir engel olmadığına..” ilişkin beyanı karşısında, icra takiplerinin aynı alacaktan kaynaklandığının kabulü gerektiği ve şikayetin kabulü ile sonradan başlatılan kredi sözleşmesine dayalı ilamsız icra takibinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda; borçlu şirket adına yetkilisi tarafından atılan imzanın "kaşe imza" olduğu anlaşıldığından, borçlu şirket yetkilisinin elinden çıkmış ıslak imza bulunmaması nedeniyle yukarıda açıklanan imza unsurunu içermeyen takip konusu çekin kambiyo senedi vasfını taşımamakta olduğu- Bu durumda mahkemece İİK'nın 170/a-2. maddesi gereğince istemin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, "takibin durdurulması" yönünde hüküm tesisi doğru olmadığı- İptal kararının yasal dayanağının İİK'nın 170/a maddesi olması gerektiğinden ve bu maddede tazminat öngörülmediğinden alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Takibe dayanak yapılan dört adet senette TTK 776/1-f'de zorunlu kılınan tanzim yeri bulunmadığı, keşideci borçlu şirketin kaşesinde yazılı olan “...Bulvarı 1314 Cad. 35/6” adresinin belirgin bir idari birimi belirtmediği anlaşıldığından ve borçlunun İİK m. 170/a-son anlamında borcu kısmen veya tamamen kabulü de bulunmadığından tanzim yeri belirlenmeyen bu belgelerin kambiyo vasfı olmadığı, İİK. m. 170/a-2.maddesi gereğince bu husus icra mahkemesince re’sen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu bonolarda yazı ve imzada sahtelik iddiaları karşısında imza mahkemeleri nasıl bir yol izlemelidir?
İİK'nın 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikâyet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takibi iptal edebileceği-
Borçlu yönünden imza incelemesi sonucu inkar edilen imzanın borçluya ait çıktığı, bu borçlu yönünden takibin dava sonuna kadar geçici olarak durdurulmasına karar verildiği ve alacaklının da talebi olduğu halde inkar tazminatına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-