TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - D. Yargılama > Madde 74 - I. Ceza hukuku ile ilişkisinde
K.li evrak iptali, menfi tespit ve istirdat davasında, davalı hakkında açılan ceza davasının Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin kararı ile zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, Ceza Mahkemesince verilen ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması kararının hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir karar olmadığı, ispat külfetinin davacılarda olduğu; davacıların asıl ve birleşen davada ileri sürdükleri itirazları usulüne uygun deliller ile kanıtlamakla yükümlü oldukları-
Ceza hâkiminin tespit ettiği maddî olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı, maddî olayları ve yasak eylemleri saptayan ceza mahkemesi kararının, taraflar yönünden kesin delil niteliği taşıyacağı- Davalının, dava konusu eylemi gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, davacının tedaviler sırasında ve sonrasında çektiği acı, elem ve ızdırap dikkate alınmak suretiyle, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun manevi tazminat takdiri gerektiği-
Kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkin davada, TBK 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de maddi olgu tespiti ve mahkumiyet kararlarnın bağlayıcı olduğu, bu nedenle ceza davasının sonucunun önem arz ettiğinden mahkemece, ceza dosyasının kesinleşmesi beklenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Bononun ihdas nedeni hanesinde "malen" kaydı bulunmakta olup, bu bono karşılığında mal teslim alınmayıp senedin teminat senedi olduğu yolundaki iddiasını yazılı delille kanıtlayamayan davacının menfi tespit davasının reddi gerektiği- Faturalara dayalı menfi tespit davasında ise, faturalar kapsamındaki malların davacıya teslim edildiğini davalı-alacaklının usulen kanıtlaması gerektiği- İrsaliyeli faturalarda teslim alan isim ve imzası bulunmadığından ve davacı dava konusu faturalar kapsamındaki malları teslim almadığını ileri sürdüğünden, davalının davacıya mal teslim ettiğini ve bundan dolayı alacaklı olduğunu yazılı delillerle kanıtlaması gerektiği- Davacının defter sunmaması ve ceza soruşturması sırasında polis memuru huzurunda dinlenen şahsın beyanları mal tesliminin kanıtı olarak değerlendirilmesinin isabetsiz olduğu- Davalı taraf münhasıran davacı defterlerine dayanmadığından, davacının defter sunmamasının tek başına mal teslimini kanıtlamaya yol açmayacağı-Kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığından, kişinin ceza soruşturması sırasındaki ifadesi de mal teslimini kanıtlamaya yeterli ve elverişli bir beyan olarak kabul edilemeyeceği-
Menfi tespit davasında ispat külfetinin davacıda olup, davacının senede karşı ileri sürdüğü iddiaları HMK. mad. 201 uyarınca yazılı delille kanıtlaması gerektiği- Mahkemece davalının savcılıktaki ifadesinde senet metnini talil ettiği belirtilmekte ise de davalının bu ifadesinde davacıya borç para verildiğinden söz edilmiş olup senedin “nakden” düzenlenmiş olması karşısında somut olayda talil bulunmadığının kabulü gerektiği- Kambiyo senedinin ticari defterlere kaydedilmemiş olmasının senedi hükümden düşürmeyeceği- Ceza mahkemesince hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde karar tesis edilmiş olup bu şekildeki ceza mahkemesi kararlarının, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 53. maddesi kapsamında hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir karar olarak kabul edilemeyeceği-
Ceza mahkemesince belirlenen maddi olgun hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olduğundan, tazminat istemine ilişkin davada ceza mahkemesindeki davanın sonuçlanıp kesinleşmesi beklenmesi gerektiği-
Haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların ödetilmesi istemine ilişkin somut uyuşmazlıkta- Ceza dosyası içeriğinden, dava konusu olaydan önceki bir tarihte davalının, babasına ait eczanede çalışmakta iken, .. isimli bir şahsın, elindeki bıçakla davalının çalıştığı eczaneye gelerek para ve uyuşturucu hap istediği, davalının şikayeti üzerine bu şahsın yakalandığı, yağmaya teşebbüs suçundan hakkında dava açıldığı ve mahkum olduğu, olay günü ise, adam öldürme suçundan sabıkası bulunan ve olaydan kısa bir süre önce cezaevinden tahliye olan davacının, yanında iki kişi ile birlikte, davalının çalıştığı eczaneye geldiği, önceki yağmaya teşebbüs olayını kastederek “ .. ” dediği, davalının da “ .. ” diyerek elini beline attığı, davalının da bunun üzerine babasına ait olan ve çekmecede bulunan tabancayı çıkartarak davacıya doğrultup iki el ateş ettiği, boyun sağ yan ve sol omuz bölgesinden isabet alan davacının kaburgasında kırık ve alt ekstremitede iyileşmesi mümkün bulunmayan parapleji (felç) oluşacak şekilde yaralandığı- Bu kapsamda; davalının, maruz kaldığı saldırı karşısında içine düştüğü korku, telaş ve heyecan dolayısıyla davranışlarını yönlendirme yeteneğinin ortadan kalkması söz konusu olduğundan, meşru müdafaada sınırının aşılmasından dolayı kusurlu sayılamayacağı kabul edilmesi gerektiği; dolayısıyla davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-