Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğu- Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK. mad. 283/1,2 kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekeceği, bu madde sadece davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin kıyasen uygulanması olup üçüncü kişinin tazminatla sorumlu olacağı anlamına gelmemesi gerektiği- Dava konusu taşınmaz davalı borçlu şirket tarafından davalı üçüncü kişi Finansal Kiralama A.Ş.'ne, onun tarafından da dava dışı A.Ş.'ne devredilmiş olup bu taşınmaz ile ilgili satışın iptaline karar verilmesi için taşınmazı devir silsilesi içindeki tüm satışların muvazaalı olduğunun ispatlanması gerektiği, davalı üçüncü kişiden taşınmazı devir alan dava dışı dördüncü kişi A.Ş.'nin de davaya dahil edilerek, taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- İİK’nun 277 vd. uyarınca açılan tasarrufun iptali davasının en geç (ilk) tasarrufun gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde açılması gerektiği- Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için davacı alacaklı elinde geçici veye kesin aciz belgesi olması gerektiği- İİK. mad. 283./2 maddesi gereğince davanın bedele dönüşmesi halinde, üçüncü kişinin malı elinden çıkardığı tarihteki malın değeri ile takip konusu alacak ve ferilerini geçmeyecek şekilde sorumlu olması gerektiği, böyle bir tesbit yapılmadan takip konusu alacağın üçüncü kişiden tahsiline karar verilmesi de hatalı olduğu-
İcra takibine konu belgenin yabancı dilde düzenlendiği, muhatap banka da yabancı olduğundan işlemin "yabancılık unsuru" içerdiği görüldüğünden, TTK. mad. 820 gereğince, takibe konu belgenin imza edildiği ülke ile ödeme yerinin bulunduğu ülkenin hukuk mevzuatını ve dilini bilen Üniversitelerin Ticaret Hukuku kürsüsünden özellikle kambiyo hukuku alanında yetkin bilirkişiden "takibe dayanak belgedeki kayıtların kambiyo hukukundaki karşılıkları ile açıklanması" amacıyla rapor alınması gerektiği- Alınacak bilirkişi raporunda Türk mevzuatına ilişkin ve hukuki nitelendirme olmaması gerektiği- İcra takibine dayanak belgenin kambiyo vasfında olduğunun ve alacaklının takip hakkının bulunduğunun tespit edilmesi hâlinde borçluların borca yönelik itirazların mahkemece inceleneceği-
TMK'nin 32. maddesinin kabul ettiği anlamda ölüm karinesinin mevcudiyeti iddia ve ispat edilmediğinden, davacının dava açmakta hukuki yararı ve aktif husumet ehliyeti bulunmasına rağmen, Kanunun gaiplik için aradığı şart ve unsurların tekemmül etmediği anlaşılmakla davanın bu gerekçe ile reddi gerektiği-