15.10.2019 tarihli kiraz sözleşmesi, 20.10.2019 tanzim 15.10.2022 tahliye tarihli adli tahliye taahhütnamesine dayanılarak 17.10.2022 tarihinde tahliye talepli takip başlatılmış, kiracının (borçlu) itirazında "... boş olarak tanzim edilmiş tahliye taahhütnamesini doldurarak tahliyesini istemektedir.....Tarafıma taşınmazın tahliyesi için süresinde bir ihtarname gönderilmediği için kira kontratı 1 yıl süreyle uzamıştır...." şeklinde beyanda bulunduğu, borçlunun bu beyanlarının, tahliye taahhüdündeki tarih ve imzaya açıkça itiraz niteliği taşımadığı, bu durumda alacaklının icra mahkemesine yaptığı itirazın kaldırılması başvurusunun kabulü gerekeceği, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, tahliye taahhüdüne dayalı tahliye şartlarının gerçekleştiği dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulü ile itirazın kaldırılması ve borçlunun kiralanan mecurdan tahliyesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle borçlunun istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlunun ödeme emrine karşı icra dairesinde itirazında aylık kira miktarına itiraz ettiği, 5 aylık kira bedeli ile işlemiş faiz olarak 17.701,00 TL borcu kabul ettiğini, bu miktarı ödeme süresi içinde ödeyeceğini beyan ettiği, borçlu ödeme emri tebliğinden itibaren yasal süresinde borçlu olduğunu kabul ettiği miktarı ödemediğinden temerrüt olgusunun gerçekleştiği, o halde, takipte itiraz edilen kira miktarı alacaklı tarafça ispatlanamadığından itirazın kaldırılması talebinin reddine, itiraz edilmeyen miktar yönünden temerrüt oluştuğu için taşınmazın tahliyesine karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklının takip konusu ettiği ............... USD alacağın, 05.06.2013-05.05.2018 arası dönemleri kapsayan kira artışından kaynaklandığı, kiralanan taşınmaz işyeri ise de taraflar tacir olmadığından yabancı para olarak belirlenen kira bedeline kanunun yürürlük tarihi olan 01.07.2012'den sonraki dönemde beş yıl süre ile artış yapılamayacağı, anılan hüküm emredici nitelikte olup, sözleşme ile aksinin kararlaştırılmasının mümkün olmadığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 344. maddesinin son fıkrasının son cümlesine göre beş yılın da sonunda kira bedelinin aynı maddenin 3. fıkrasına göre yapılacak yargılama sonucunda hakim tarafından belirleneceği, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklının itirazın kaldırılması isteminin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 344/IV maddesi hükmü gözetilerek incelenip sonuçlandırılması gerekeceği- İtirazın kaldırılması yargılaması sonucunda taraflar lehine tazminata hükmedilecek ise yabancı para alacağının takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığı belirlenerek hükmedilmesi gerekeceği, bu husus kamu düzeni ile ilgili olup re’sen gözetilmesi gerekeceği, takip yabancı para alacağı üzerinden başlatılmış olup alacaklı ve borçlulardan ............... lehine asıl alacağın TL karşılığı gösterilmeksizin tazminata hükmedilmiş olmasının doğru olmadığı-
Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmış ise sözleşmenin tarafı olmayan eşin, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline geleceği ve dava konusu kiralananın aile konutu olması halinde dahi dava dışı eş takip tarihine kadar kiralayana bir bildirimde bulunmadığından kira sözleşmesinin tarafı haline gelemeyeceği- İcra takibinde haklılık durumunun takip tarihi itibariyle değerlendirilmesi gerektiğinden mahkemece açılan davanın bekletici mesele yapılmamasının da yerinde olduğu-
Kiracı borçlu tarafından yapılan anahtar teslimi ve tahliyenin kanıtlanıp kanıtlanmadığı, buradan varılacak sonuca göre mahkemece alacaklı tarafından bildirilen tarihin tahliye tarihi olarak kabul edilmesinin gerekip gerekmediği-
Kira sözleşmesinde yeni kira dönemi başlamadan en az bir ay evvel bildirimde bulunularak kiralananın boşaltılabileceği aksi halde tüm kira bedellerinden sorumlu olunacağı şartı yer almışsa da; TBK’nın 347. maddesi hükmü uyarınca bu sürenin en az 15 gün olması gerektiğinden, kiracı aleyhine kanuna aykırı olarak yapılan bu düzenlemenin onu bağlamayacağı, kiraya veren, anahtarın ........... tarihinde teslim edilmediğini, .... Noterliği’nin ........ yevmiye numaralı anahtar teslim tutanağının tebliğ tarihi olan .......... tarihinde anahtarın teslim alındığını beyan etmiş olmakla kiracı tarafından aksi yazılı delille ispatlanamadığından anahtar teslim tarihi bakımından kiraya verenin beyan ettiği tebliğ tarihinin esas alınması gerekeceği- Alacaklının icra takibinde dayandığı kira sözleşmesinde 2. yıldan sonra kira bedelinin artırılacağına ilişkin taraflar arasında herhangi bir anlaşma yapılmamış olup, önceki dönem kira bedeli konusunda ise yıllık kira bedelinin .......... TL olduğunun sözleşme ile sabit olduğu, kira artış oranı konusunda anlaşma yapılmadığı anlaşıldığından İİK'nın 63. madde hükmü gereği borçlu kiracının senet metninden anlaşılan itiraz sebebini değiştirebileceği ve genişletebileceği, o halde Bölge Adliye Mahkemesi’nce, kiracının, yeni kira döneminin başlangıcından itibaren anahtar tesliminin kiraya verene bildirildiği tarih olarak kabul edilen tahliye tarihine kadar, önceki dönem yıllık kira bedeli üzerinden hesaplanacak kira borcundan sorumlu olduğu gözetilmek suretiyle bu miktara yönelik itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İcra Mahkemelerinde davalı kiracının ancak tahliye tarihine kadar olan kira parası ile sorumlu tutulabileceği, tahliye tarihinden sonraki alacak tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden ve alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde tahliye sonrasına ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, kısa kararda “ itirazın kaldırılması isteminin kısmen kabulüne, … 11.721,84 TL asıl alacak ve 2.562,60 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın kaldırılmasına, …” şeklinde hüküm kurulduğu halde, gerekçeli kararda "itirazın kaldırılması isteminin kabulüne, ... 11.721,84 TL asıl alacak ve 2.459,47 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın kaldırılmasına, …" karar verilmekle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluştuğunun görüldüğü, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; derdestliğe konu edilen ... Bölge Adliye Mahkemesi ...... Hukuk Dairesi'nin kararına konu ....... İcra Hukuk Mahkemesi'nin dosyasında takibe konu olan alacağın 2019 yılının Ocak ayı kira bedeli ile 2018 yılının Aralık ayına ait yan gider alacağın ve fer'ilerine ilişkin olduğu anlaşıldığından, her iki icra takibine konu alacak kalemlerinin farklı olması nedeniyle derdestliğe esas olamayacağı, bu itibarla davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilemeyeceği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde bulunan tahliye taahhüdünde, tahliye tarihi açık bir şekilde yer almadığından TBK'nun 352. maddesinin aradığı anlamda bir tahliye taahhüdünün varlığından bahsedilemeyeceği-