Sadakat yükümlülüğünün evlilik sözleşmesinden kaynaklanan bir yükümlülük olduğu ve ihlal edilmesi halinde yalnızca sözleşmenin taraflarınca yani eşler tarafından birbirlerine karşı ileri sürülebilecek bir hak olduğu- Mutlak bir hak mahiyetinde olmadığı için herkese karşı ileri sürülemeyeceği- Zina fiiline ortak olan evlilik dışı 3. kişiye karşı, birlikte zinayı gerçekleştirdiği kişinin evli olduğunu bilse dahi, haksız fiil sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği çünkü haksız fiil sorumluluğundan söz edebilmek için,ayrıca zarara sebep olan fiilin emredici bir hukuk normuna aykırı olması gerektiği- İşbu kişinin, dava dışı eş ile birlikte olmak suretiyle davacıya yönelen davranışının, davacı eş bakımından haksız fiil olarak nitelendirilemeyeceği için müteselsil sorumluluk yoluna da gidilemeyeceği- Davalının, dava dışı eş ile evli olduğunu bilerek beraber olmasının ; aldatılan davacı yönünden ona zarar verme kastı ile hareket edildiğini düşünmek için yeterli olmadığı-
Zinanın mutlak boşanma sebebi olduğu ve boşanma nedeni olarak zina kabul edilmez ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise zinanın ispatlanması halinde zinaya dayalı boşanma kararı verilmesi gerektiği- Zina ile birlikte bir başka sebebe daha dayanılarak boşanma kararı verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Yapılan yargılama ve toplanan delillerle, mahkemenin de gerekçesinde kabul ettiği üzere erkeğin başka bir kadınla birlikte yaşadığının ve çocuğu olduğunun anlaşıldığı, zina olgusunun ispatlandığı, davalı-karşı davacı kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Zina eylemi devam ettiğine göre, hak düşürücü sürenin geçmiş sayılmayacağı, toplanan delillerden, davalı erkeğin zinasının temadi ettiğinin anlaşıldığı, o halde, davacı kadının özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanılarak açmış olduğu her iki davanın kabulü gerekeceği-
Davacının, o maddeye dayalı bir boşanma talebi olmamasına rağmen hakimin o maddeye dayanarak tarafların boşanmasına karar vermesinin usul ve kanuna aykırı olduğu- Davalı erkeğin kendi tanık beyanlarında başka bir kadınla beraber olduğunu kabul etmesi, dosyaya sunulan fotoğraflar,kayıtlar,yazışmalar ile ve diğer tanık beyanlarından zinanın sabit olması halinde davacının zinaya dayalı boşanma davasının kabul edilmesi gerektiği-
Zina nedenine dayanan asıl davada, mahkemece kadına kusur olarak yüklenen güven sarsıcı davranışın, dava tarihinden sonra gerçekleştiğinden bahisle atfı kabil kusurun bulunmadığı- Takdir edilen manevi tazminat miktarının, ölçülülük ilkesine aykırı olarak fazla belirlendiği-
Zina fiiline ortak olan evlilik dışı üçüncü kişinin, davacının resmi nikahlı eşi ile evli olduğu süre içinde kurduğu cinsel birlikteliklere ilişkin video kaydını davacıya göndermesinin haksız ve incitici nitelikte olduğu- Bu durumda davacının kişilik değerlerinin haksız biçimde ihlal olunduğunun kabulü ile yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği-
Evlilik birliği devam ederken eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiye karşı diğer eşin manevi tazminat isteminde bulunamayacağı-
Davalı erkeğin sadakatsizlik eyleminin sabit olduğu anlaşıldığından, davacı kadının zinaya dayalı boşanma davasını ispatladığının kabulü gerektiği-
Kadın ıslah dilekçesi ile davasını terditli hale getirdiğinden, mahkemece, öncelikle davacı kadının boşanma davasında, delillerin özel boşanma sebebi olan zina yönünden değerlendirilmesi ve bu hukuki sebebe dayalı olarak bir karar verilmesi gerekirken, sadece evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile davanın değerlendirilip tarafların boşanmalarına karar verilmesinin hatalı olduğu-