Kredi sözleşmelerindeki adrese çıkarılan hesap özetlerine bir ay içinde itiraz edilmemesi halinde hesap özetinin içeriğinin takip hukuku yönünden kesinleşeceği- Borçlunun, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcu ödedikten sonra genel mahkemede açacağı bir dava ile ileri sürebileceği- Tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağına ilişkin ipotek akit tablosu kesin borç ikrarı içermediğinden borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılabileceği ve borçluya örnek 9 ödeme emri gönderilmesi gerektiği-
İİK.nun 150/ı maddesine göre krediyi kullanan borçlunun noter marifetiyle 8 gün içinde hesap özetine itiraz ettiği ispat edildiği takdirde, krediyi kullandıran tarafın İİK.nun 68/b maddesi çerçevesinde alacağını diğer belgelerle kanıtlamasının zorunlu olduğu-
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin dayanağı bayilik sözleşmesi olup, cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredi (borçlu cari hesabı) şeklinde işleyen bir ilişki bulunmadığından alacaklının İİK'nun 150/ı maddesine dayanamayacağı, İİK'nun 150/ı ve buna bağlı olarak uygulanacak olan 68/b maddesinin bankalar lehine düzenleme getirdiği-
"Kredi kartı sözleşmesi" kapsamında alındığı iddia edilen limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip, borçlulara İİK'nun 150/ı. maddesi kapsamında icra emri gönderilemeyeceği, alacağın varlığı ve miktarı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından, bu yöne ilişkin şikayetin ilamlı icra takibine aykırılık içinde ve süresiz olduğunun kabulü gerekeceği-
Alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, alacağın muaccel olup olmadığı, ne kadar miktarının tahsil edilebilir olduğu faiz miktar ve oranlarının tespiti, tüketici yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektirdiğinden, itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi yerine, kabulü ile takibe devam yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ihtiyati haciz istemine ilişkin davada, asıl borçlu yönünden talebin kabulüne, müteselsil kefiller yönünden ise talebin reddine karar verilse de, alacaklının müteselsil kefile başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK)'nın 586. maddesine göre, müteselsil kefillere başvurabilmek için borçluya kat ihtarı tebliği gerektiği, genel kredi ve teminat sözleşmesinde tarafların bankaya bildirdikleri adreslerine yapılacak tebligatların geçerli sayılacağının kararlaştırıldığı, bu sebeple, ihtiyati haciz talep eden bankanın, kat ihtarnamesini asıl borçlu ve kefillerin bankaya bildirdikleri adreslerine tebliğe çıkardığından İcra İflas Kanunu'nun 68/b maddesi uyarınca kat ihtarnamesinin borçlu ve kefillere tebliğ edildiğinin ve asıl borçluya yapılan tebliğe rağmen borcun ödenmemesi sebebiyle kefiller yönünden de TBK'nın 586. maddesindeki koşulun oluştuğunun kabulü gerektiği-
İcra mahkemesi kararında, temyizi kabil bir hükmün kesin olarak verildiğinin yazılı bulunmasının, bu kararın temyiz incelemesinin yapılmasına engel olmadığı- Dayanak belgenin teminat ipoteği olduğunu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilmesi için İİK.nun 68/b maddesi gereğince ihtarname gönderilmesi gerektiğini, bu hususun yerine getirilmediğini, muacceliyet kesbetmeden takibe konu edildiğini ve ipotek akit tablosunda faizsiz olduğu yazıldığından faize itiraz ettiğini belirten borçlunun itirazı, borcun tamamına yönelik itiraz niteliğinde olup, icra müdürlüğünce takibin hem asıl alacak hem de faizi kapsar şekilde durdurulmasında yasaya uymayan bir yön olmadığı-
İtiraz edilmemekle ihtarname ile istenilen toplam borcun kesinleştiğinin ve ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren verilen sürenin sonuna kadar işleyecek akdi faiz, bu tarihten takip tarihine kadar da işleyecek temerrüt faizinin takipte talep edilebilir hale geldiğinin kabulünün gerekeceği-
İtiraz edilmeyen bir ihtarnamenin İİK'nun 68. maddesindeki belge niteliği kazandığı, alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediğinin, alacağın muaccel olup olmadığının, ne miktarının tahsil edilebilir olduğunun, faiz miktar ve oranlarının tespitinin, tüketici yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektireceği, bu durumda İİK.nun 68/b maddesinin tüketici kredilerinde uygulanma olanağının bulunmadığı-
Tüketici Yasası'na göre daha genel bir Yasa olan İİK'nun ilgili maddeleri (İİK. 68/b, İİK. 150/ı) bu özel yasanın kapsamında kalmayan krediler için uygulanabilir olup, yasa koyucunun açıkça isim belirterek anılan kredilere Tüketici Yasası içerisinde yer vermiş olması da maksadının genel kredilerden ayrık tutulması şeklinde olduğunun kabulünü gerektireceği, aksi düşünüldüğünde tüketici kredilerinde de İİK'nun 68/b koşullarında çekilen ihtarla başlatılan ilamsız veya ilamlı takip kesinleştirilmiş olacak, özel yasada düzenlenen muacceliyet ve temerrüt koşulları tartışılmadan alacağın tahsili, gayrimenkulun satışı gerçekleşecek tüketici, kendisi lehine getirilen yasa maddelerine rağmen diğer kredi borçluları ile aynı koşullarda icra takibine muhatap kılınarak mağdur edileceği, bu durumda alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, alacağın muaccel olup olmadığı, ne kadar miktarının tahsil edilebilir olduğu faiz miktar ve oranlarının tespitinin, tüketici yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektireceği, o halde İİK'nun 68/b ve 150/ı maddelerinin tüketici kredilerinde uygulama olanağının olmadığı-