İpotekli taşınmaz maliki üçüncü şahsa ihbar yapılmadıkça, onun yönünden borç muaccel olmayacağından hakkında icra takibi başlatılamayacağı- Tebligatın, muhatabın adreste olup olmadığı tespit edilmeden doğrudan aynı çatı altında yaşayan sıfatı ile kardeşine yapılması halinde, usulsüz olup, hukuki sonuç doğurmayacağı-
6098 sayılı TBK'nun 88. ve 120. maddesi hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağı- Borçlu, süresi içinde aldığı hesap özetine bir ay içinde itiraz etmezse, bunun gerçeğe aykırılığının ancak borcu ödedikten sonra dava edebileceği (İİK. mad. 68b/2) ve süresinde itiraz edilmemiş hesap özetlerinin İİK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden sayıldığı- Borçluya hesap kat ihtarnamesinin noter kanalıyla tebliğ edildiği ve borçlunun (1) aylık süre içinde hesap özetine itiraz etmediği anlaşıldığından, itiraz edilmeyen hesap özetinin, İİK. mad. 68/1 kapsamında yazılı belge niteliğini kazanmış olduğu ve asıl alacak ve faiz oranının bu nedenle kesinleşmiş olduğu- Mahkemece, hesabın kat edildiği tarihten sonrası için bilirkişi incelemesi yaptırılarak borçlunun faize yönelik itirazı değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, TBK'nun 120. maddesi hükmü uyarınca bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya itibar edilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçluya, İİK'nun 68/b maddesi uyarınca gönderilen hesap kat ihtarına bir itirazda bulunulmadığından hesap kat ihtarının kesinleştiği anlaşılmış olup, süresi içinde itiraz edilmeyen hesap kat ihtarının, İİK'nun 68. maddesinde belirtilen belgelerden sayılacağı-
Borçluya İİK. mad. 150/ı kapsamında icra emri gönderildiği bilinerek, takibe dayanak ipoteğin, konut finansman kredisi nedeni ile alınan kredi borcuna ilişkin olarak kurulduğu görüldüğünden yapılan "özel sözleşme koşullarının değerlendirilmeden" sonuca gidilmesinin mümkün olmadığı, "ilam niteliği bulunmayan belgeye yönelik şikayetin" süresiz olarak ileri sürülebileceği, "miktarı" 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından, mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçluya, yöntemince hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmeden, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılamayacağı- Borçlu şirketin kredi sözleşmesinde yazılı adresine çıkartılan ihtarmenin, şirket yetkilisi yerine şirket ortağına tebliğinin usulsüz olduğu-
Sözleşmede borçlu tarafından bildirilen adresin yetersiz olduğu gerekçesiyle alacaklı banka tarafından hesap kat edilerek borçlunun adres kayıt sisteminde kayıtlı mernis adresine ihtarname gönderildiği somut olayda, ihtiyati hacze konu kredi hesabının kat edilip, borçlunun mernis adresine kat ihtarı çıkarıldığı ve borcun muaccel hale geldiğinin kabulü ile talebin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Takibe dayanak ipoteğin, konut finansman kredisi nedeni ile alınan kredi borcuna ilişkin olarak kurulduğu, bu durumda, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borcun miktarı ve faizi yapılan özel sözleşmelerin koşullarında değerlendirilmeden sonuca gidilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla ilam niteliği bulunmayan belgeye yönelik şikayetin süresiz olarak ileri sürülebileceğinin kabulü gerekeceği-
İİK. mad. 150/ı gereğince hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmiş olmakla alacak miktarına yönelik iddiaların icra mahkemesinde ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, ancak; İİK. mad. 149/a (33/1-2) gereğince, itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılması talep edilebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığı ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarı, ayrıca işleyecek faiz oranının şikayet konusu yapabileceği- Borçlu tarafından, alacaklının aynı ipotek senedi ve hesap kat ihtarnamelerine dayalı olarak daha önceden mükerrer takip yapıldığı ileri sürüldüğünden, HMK. mad. 114/1/ı uyarınca, mükerrer takip bulunması dava şartı (icra hukukunda takip şartı) olduğuna göre, mahkemece, borçlunun mükerrerlik itirazının incelenmesi gerektiği- İtiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarı, ayrıca işleyecek faiz oranı ve mükerrer takip yapıldığına dair şikayetler incelenerek gerektiğinde biçimde bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin tümüyle reddinin ve borçlunun, Bakanlar Kurulu kararı ile kuraklık sebebiyle borçların ödenmesinin ertelendiği ve bu nedenle faiz istenilemeyeceği itirazının somut olayda uygulama yeri bulunup bulunmadığının irdelenmemesinin isabetsiz olduğu-
İİK.'nun 150/ı maddesine göre, krediyi kullandıran taraf, borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter marifetiyle borçluya (krediyi kullanan tarafa), kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ettiği takdirde, icra müdürlüğünce borçluya icra emri gönderileceği, bunun için ipotek akit tablosunun kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmesinin şart olmadığı, krediyi kullanan borçlunun, noter aracılığı ile 8 gün içinde hesap özetine itiraz ettiğini ispat ettiği takdirde, hesap kat ihtarnamesinde talep edilen borç miktarına şikayet yoluyla karşı koyma hakkı kazanacağı, bu durumda ise alacaklının, alacağını İİK. nun 68/b maddesi çerçevesinde diğer belgelerle ispatlamasının gerekeceği-
İİK. mad. 68 ve 150'nin tüketici (konut) kredilerinde uygulama olanağı olmayacağı- Takibe dayanak alacağın, konut finansman kredisi nedeni ile alınan kredi borcuna ilişkin olarak kurulduğu, bu durumda, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borcun miktarı ve faizi yapılan özel sözleşmelerin koşullarında değerlendirilmeden ipotek ilam niteliği kazanmayacağı- İlam niteliği bulunmayan belgeye yönelik şikayetin süresiz şikayete konu edilebileceği- Mahkemece; alacağın varlık ve miktarı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan takibin açıklanan ve kanunun emredici hükümlerinden kaynaklanan bu hususlar re’sen nazara alınarak borçlu şikayetinin kısmen kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-