Çekte vade olmadığı için, «görüldüğünde» ödeneceği, bu nedenle, keşide tarihinden önce bankaya ibraz edilen çeklerin hesapta para varsa, ödenmesi gerekeceği—
Senette yetkili olarak özel bir yerin gösterilmiş olmasının, «genel yetki kuralı»nı ortadan kaldırmayacağı (Bu durumda, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerde de takipte bulunabileceği)-
Borcu ödeyen keşidecinin «aval veren»den talepte bulunamayacağı, bilakis borcu ödeyen «aval veren»in, keşideciye rücu edebileceği—
Borçlunun, karşılıksız çeke dayanılarak aleyhinde yapılan takipte 3167 sayılı Kanunun 8. maddesine göre alacaklının tazminat istemeye hakkı olduğunu kabul etmiş olması halinde, bu kabul çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği—
Borçluların sayısına göre sonradan doldurulacak olan (m) ya da (z) harflerinin senet metnine yazılmadan senedin tedavüle çıkarılmış olmasının, senedin «bono» niteliğine etkili olmayacağı-
Senet bedelini ödeyen aval verenin, kendisine aval verdiği kişinin haklarına halef olarak diğer senet borçlularını kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip edebileceği—
Keşide yerini içermediği için «çek» niteliğini taşımayan belgeye dayanılarak, itirazın kaldırılmasının istenemeyeceği—
«Aval içindir», «kefalet ettim», «temin ettim» vb. sözcüklerin aval’i ifade edeceği (ve senedi; bu sözcükleri yazdıktan sonra imzalayan kişinin, tıpkı lehine aval verdiği kimse gibi sorumlu olacağı)—