«İdari bir birim» olmadığı için «keşide yeri» olarak kabul edilemeyecek -ve bonoda; «Burgaz», «A.bey Adası», «Çengelköy», «Zeyden mahallesi», «M.er», «Akçay», «Şaşkın Bakkal-Suadiye», «Bahçeşehir», «Kızılay», «Bahçelievler», «Gaziosmanpaşa ve Balgat», «Florya», «Mecidiyeköy», «Karaköy», «İ.raltı», «M.lar», «Alsancak», «Kalamış», «Kavak mahallesi», «Güzelyalı», «Yukarı Ortaören», «G.li», «Şehremini», «K.Bağlar», «Fındıkzade», «Taksim», «Beylerbeyi», «G.en», «4. L.»şeklinde gösterilmiş olan- yerler:—
Muhatap bankaya çekin ödenmesi için ibraz edilmesinin, çekin ciro edildiği anlamını taşımayacağı- (Bankaya çekin ibrazı sırasında atılan imzanın «bankaya yapılmış ciro» sayılamayacağı, bu kişi tarafından -daha önce ciro silsilesinde (zincirinde) imzası bulunmayan- kişilere ayrıca «ciro» edilmedikçe, o çeke dayanarak, çeki bankaya ibraz etmiş olan kişi dışındaki kimselerin takip yapamayacağı)—
İİK. 58/II-3 hükmü kamu düzeni ile ilgili emredici bir hüküm olduğundan, takibin -takip talebi ve ödeme emrinde takip konusu yabancı para alacağının Türk parası karşılığı gösterilmeden- «yabancı para» olarak kesinleşmesi halinde infaz kabiliyeti olmayacağı ve icra mahkemesince doğrudan doğruya(veya «süresiz şikayet» yoluyla yapılacak başvuru üzerine «takibin iptaline» karar verilmesi gerekeceği–
Senet lehtarının, kendisinden sonra gelen cirantaları takip edemeyeceği—
Senedin boş olan «lehtar» kısmının, en geç senet tedavüle çıkarılıncaya kadar doldurulmasının zorunlu olduğu—
«30/2/ ....» olarak bonoda yazılı vade tarihinin «28/2/....» olarak yazılmış olduğunun kabul edilmesi gerekeceği (bu durumunun, senedin bono niteliğini taşımasına etkili olmayacağı)-
Bankaya tahsil için ibraz edilen çekin bankaca kaybedilmesi halinde, banka ile keşideci hakkında ne kambiyo senetlerine mahsus ve ne de genel haciz yolu ile takip yapılamayacağı (mahkemede dava açılması gerekeceği)—
Keşide yerinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık olarak gösterilmesi gerektiğinden, keşide yerinin «TRB.» şeklinde kısaltılması halinde dayanak belgenin çek niteliğinde sayılmayacağı-
İİK. 58/II-3 hükmü kamu düzeni ile ilgili emredici bir hüküm olduğundan, takibin -takip talebi ve ödeme emrinde takip konusu yabancı para alacağının Türk parası karşılığı gösterilmeden- «yabancı para» olarak kesinleşmesi halinde infaz kabiliyeti olmayacağı ve icra mahkemesince doğrudan doğruya (veya «süresiz şikayet» yoluyla yapılacak başvuru üzerine «takibin iptaline» karar verilmesi gerekeceği—
Keşide yerinin «K.eli» şeklinde kısaltılması halinde, keşide yeri duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirtilmediğinden dayanak belgenin çek niteliğinde sayılmayacağı ve takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-