Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarının iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu- Bu davalarda davalının da davacı gibi aynı haklara sahip olduğu- Davacının satış suretiyle paylaşma istemesinin davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmeyeceği- Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerektiği- Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemeyeceği- Paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümünün paylı bırakılamayacağı- Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanacağı- Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakimin kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremeyeceği- Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ise ilgili belediyeden, belediye dışında ise İl İdare Kurulundan bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığının sorulacağı- Belediye Encümeni veya İl İdare Kurullarınca 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümlerine uygun bulunması halinde onaylanması gereken ifraz projesinde kimlere nerelerin verileceği, bu konuda paydaşlar aralarında anlaşamazlarsa hakim huzurunda kura çekilerek belirleneceği- Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerektiği-
Mirasbırakanın ehliyetsiz olması durumunda yaptığı işlemlerin yok hükmünde olacağı, işlemi yapanın ölmesinden sonra ehliyetsizlik nedeniyle murise teb'an ve tüm mirasçılar adına tescil istemi ile dava açılmasının zorunlu ve T.M.K.'nun 701 ve devamı maddeleri gereği olduğu, bunun sonucu olarak miras payı oranında iptal ve tescil istemi ile dava açılamayacağı, diğer bir deyişle bir veya birkaç mirasçının açtığı bu tür davaların dinlenemeyeceği-
Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu; yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu bulunduğu;TMK'nin 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirdiği; ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği-
Elbirliğiyle mülkiyette, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların ( iştirakçilerin ) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri gerektiği- Tapunun iptali ile terekeye iade talebiyle açılan davada, elbirliği halinde mülkiyet söz konusu olduğundan, isteğin tereke adına yapıldığı gözetildiğinde öncelikle davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi gerektiği- Davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK. mad. 640 uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği-
Ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istekli davaların pay oranında açılamayacağı ancak, bu ilke üçüncü kişilere karşı açılacak davalar için geçerli olup mirasçılar arasında görülen davada miras payı oranında tapu iptal ve tescil talebinde aykırı bir yön bulunmadığı-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada, terekenin iştirak halinde olduğu sabit olduğundan taşınmazdan pay oranında istekte bulunulamayacağı-
İstisnai haller hariç ecrimisil davalarında Türk Medeni Kanunu'nun 701 ila 703. maddeleri ve aynı Yasanın 702/4. maddesinin gözetilmesi gerekeceği- Ecrimisil, haksız işgalcinin mülkiyet sahibine ödemekle yükümlü bulunduğu en azı kira geliri, en fazlası mahrum kalınan kâr olan haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisil bölünebilir nitelik taşıdığından terekedeki ortaklığı oluşturan her bir ortağın kendi payı oranında ecrimisil istemesine yasal bir engel bulunmadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve mirasçılar adına tescil isteğine ilişkin davada, davada elbirliği halinde mülkiyet söz konusu olup, nüfus kayıtlarına göre dava dışı ortaklar (mirasçılar) bulunduğundan, elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumu olduğu - 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 701 ila 703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da olmadığı, mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne ait olduğu , elbirliği mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortak olduğu, elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu - Bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği-
Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumu olduğu-Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun 701.-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da olmadığı,mülkiyetin bir bütün olarak ortaklardan tümüne ait olduğu, başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklık olduğu, değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortak olduğu-Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu olduğu-
Davacının ölümü ile terekesinin el birliği mülkiyetine tabi olduğu tartışmasız olduğundan, el birliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumu olduğu - 4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 701. ila 703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da olmadığı - Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne ait olup, başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklık olduğu -El birliği mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortak olduğu, el birliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edildiğinden,Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi gereğince atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği -