Satış kararında; satışa çıkarılacak taşınmaz ilanının gazete ile ilanına yer olmadığına karar verildiği, taşınmazın muhammen bedelinin 96.135,00 TL olduğu ve 52.000,00 TL’ye ihale edildiği, satışa yalnızca ihale alıcısının katıldığı görülmüş olup, bu haliyle, ihaleye yeterli katılımın olmadığı, yapılmış olan ilanların gerekli talep ve talibi artırmadığı anlaşıldığından, taşınmaz satış ilanının gazete ile ilan edilmesinin, alakadarların menfaatine uygun olacağının anlaşıldığı, o halde, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği- Borçlu tarafından açılan ihalenin feshi isteminin yasal hasmı alacaklı ve ihale alıcısı olup, takip alacaklısı banka yönünden şikayetin husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kamu düzenine ilişkin konularda taraf iradelerinden bağımsız şekilde direnme kararı verilmesinin mümkün olduğu- İhale alıcısı ihale şartlarını ve icra dairesince KDV oranının %18 olarak belirlendiğini bilerek ihaleye katıldığından, herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihalenin kesinleşmesinden sonra KDV oranının düzeltilmesi isteminin icra mahkemesinde şikâyet yoluyla ileri sürülemeyeceği- "İhalesi yapılan taşınmazın katma değer vergisine esas niteliğinin, fiili durumunun ve net kullanım alanının belirlenmesi, ihale konusu taşınmaz hakkında uygulanacak KDV oranının ilgili kurumlardan sorulması, gerektiğinde keşif yapılmak ve konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğine" değinen Y. 12. HD. kararı yerine direnme kararının değişik gerekçe ile onanması gerektiği-
Somut olayda, ihale konusu taşınmaza ilişkin satış ilanı ve şartnamede KDV oranının %18 olarak gösterildiği, 09.02.2015 tarihli satış kararında satışa çıkarılacak mal ilanının, ilan panosu ile adliye divanhanesine asılmak ve yurt genelinde tirajı 50.000'in üzerinde yayın yapan bir gazetede yayınlattırmak suretiyle yapılmasına karar verildiği, satış ilanının 09.02.2015 tarihinde icra dairesi özel ilan tahtasında, 14.02.2015 tarihinde gazetede ve elektronik ortamda ilan edildiği, %18 olarak belirtilen KDV oranının şikâyete konu yapılmadığı, ihalede pey sürenlerin KDV oranını göz önüne alarak pey sürdükleri, taşınmazın 13.04.2015 tarihli açık artırmada şikâyetçi üçüncü kişiye ihale edildiğinin görüldüğü- Şu hâle göre ihale alıcısı ihale şartlarını ve icra dairesince KDV oranının %18 olarak belirlendiğini bilerek ihaleye katılmış ve pey sürmüş olduğundan herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihalenin kesinleşmesinden sonra KDV oranının düzeltilmesi isteminin icra mahkemesinde şikâyet yoluyla ileri sürülemeyeceği-
İhale konusu taşınmazın köyde olması sebebiyle, köyde ilan edilmesinin, talep ve talibi arttırabileceği- Taşınmazın düşük bedelle ihale edilmiş olması (2.674.000,00 TL /alacağa mahsuben 1.342.010,00 TL ), yapılan satış ilanının yetersiz olduğunu ortaya koymakta olup köylerin kanunla mahalleye dönüştürülmesi, taşınmazın idari yapısına ilişkin olduğundan ve taşınmazın fiilen köy vasfında olan yerde bulunduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden, o yöredeki muhtemel alıcılara da satışın duyurulması yönünden köyde ilanın gerekli olduğu- "Satış ilanının muhtarlığa tebliğ edildiği" gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesi hatalı olup "ihalenin feshi isteminin kabulüne" karar verilmesi gerektiği-
Satış kararında; “Satılacak dairelerin nitelik ve fiyatları dikkate alınarak satışa çıkarılacak mal ilanının, ilan panosu ile adliye divanhanesine asılmak belediye vasıtaları ve e satış portalından ilan edilmesine” karar verildiği, satış ilanının belirtilen vasıtalarla ve elektronik ortamda ilan edildiği, taşınmazların muhammen bedelinin sırası ile 120.000-TL ve 164.250-TL olduğu, yine aynı sırası ile 62.700-TL ve 85.100-TL’ye ihale edildiği, satışa katılımın yeterli olmadığı görülmekle, ihaleye yeterli katılımın olmadığı, ilanların gerekli talep ve talibi artırmadığı, bu nedenle yapılan ilanların yeterli olmadığının, gazete ile ilanın yapılmasının, alakadarların menfaatine uygun olacağının anlaşıldığı-
Satışı yapılan taşınmazlar, tarla vasıflı taşınmazlar olup, özellikleri dikkate alındığında, her yöreden alıcısı çıkabilecek otel, fabrika veya benzeri nitelikte bir mal olmadığı, değeri itibariyle de ulusal bir gazetede ilanın zorunlu olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, Dairemizin içtihatlarına uygun olarak verilmiş satış memurluğu kararının aksine, ilanın ulusal çapta yayım yapan gazetelerden birinde yapılması gerektiği gerekçesi ile ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
KDV ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, şikâyetçi taraf bozma kararına uyulmasını talep etse bile, yerel mahkemece kamu düzenine ilişkin konularda taraf iradelerinden bağımsız şekilde direnme kararı verilmesinin mümkün olduğu- İhale alıcısı ihale şartlarını ve icra dairesince KDV oranının %18 olarak belirlendiğini bilerek ihaleye katılmış ve pey sürmüş olduğundan, herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihalenin kesinleşmesinden sonra KDV oranının düzeltilmesi isteminin icra mahkemesinde şikâyet yoluyla ileri sürülemeyeceği- "Alıcının KDV ödeme yükümlülüğü ihalenin kesinleşmesi ile doğacağından, icra mahkemesince ihalenin yapıldığı tarih itibariyle alıcıdan alınması gereken KDV oranı araştırılarak ihalenin feshi istemiyle ilgili karar verilmesi gerektiğinin" kabul edilemeyeceği-
Somut olayda, 21/05/2019 tarihli satış kararında; "Satışa çıkarılacak mal ilanının, ilan panosu ile adliye divanhanesine asılmak ve ... Belediyesinde ilan yaptırmak suretiyle yapılmasına” karar verildiği, satış ilanının belirtilen vasıtalarla ve elektronik ortamda ilan edildiği, taşınmazların muhammen bedelinin sırası ile 250.000 TL ve 602.200 TL olduğu, yine aynı sırası ile 131.000 TL ve 311.000 TL’ye ihale edildiği, satışa yalnızca diğer hissedarın katıldığı görülmekle, ihaleye yeterli katılımın olmadığı, ilanların gerekli talep ve talibi artırmadığı, bu nedenle yapılan ilanların yeterli olmadığı, gazete ile ilanın yapılmasının, alakadarların menfaatine uygun olacağı sonucuna varıldığı-
Somut olayda, 26.09.2018 tarihli satış kararında; "Satışa çıkarılacak taşınmaz ilanının icra müdürlüğü ilan panosu ve elektronik ortamda ilan edilmesine, her yerden alıcısı çıkabilecek bir taşınmaz olmadığından ve elektronik ortamda ilan yapıldığından tarafların menfaati de gözetilerek İİK'nun 114/2 maddesi gereğince gazete ile ilanına yer olmadığına" karar verildiği, taşınmazın muhammen bedelinin 1.330.000,00-TL olduğu ve 671.000,00-TL’ye ihale edildiği, satışa yalnızca ihale alıcısının katıldığı görülmüş olup, bu haliyle, ihaleye yeterli katılımın olmadığı, yapılmış olan ilanların gerekli talep ve talibi artırmadığı anlaşıldığından, taşınmaz satış ilanının gazete ile ilan edilmesinin, alakadarların menfaatine uygun olacağı anlaşıldığı-
Tebligat Kanunu mad. 28/2'de belirtilen adresi meçhul olanların ancak gerçek kişi muhataplar olabileceği- Tüzel kişilerin adresi meçhul olamayacağından adres araştırması yapılamayacağı ve bu nedenle ticaret sicilinde kayıtlı adresi gerçekte var olmayan şirketin başka adresinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan ilân yoluyla tebligat yapılabileceği- Kendisine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılamayan borçlu tüzel kişi hakkında adres araştırması yapılması gerekmediğinden, satış ilânının borçlu şirkete Tebligat Kanunu’nun 28. maddesine göre ilânen tebliği usulüne uygun olduğu- "Ticaret sicilinde kayıtlı adreste 2 nolu binanın bulunup bulunmadığının belediyeden sorulması ve borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin fiilen hangi adreste olduğu yönünde zabıta araştırması yapılması gerektiği" görüşü ile "borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi mevcut olmayan bir adres olduğundan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacağı ancak öncesinde borçlu şirketin adresinin araştırılması gerektiği, yapılacak araştırma ile borçlu şirketin hangi adrese taşındığının, hâlen hangi adreste bulunduğunun tespit edilmesi imkânının olabileceği, icra dosyası kapsamındaki adres araştırmasının yeterli kabul edilerek doğrudan ilânen tebliğ yapılmasının mümkün olmadığı" şeklindeki görüşlerin HGK çoğunluğunca kabul edilmediği- İki adet taşınırın ihalesinin feshi talep edildiğinden, icra mahkemesince borçlu aleyhine iki adet taşınırın ihale bedellerinin yüzde onu oranında para cezası hükmedilmesi gerektiği-