Uyuşmazlık, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı munzam zararın giderilmesi istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı hakediş bedellerinin süresinde ödenmemesi nedeniyle aşkın zarar tazmini istemine ilişkindir...
Munzam zarar alacağının tahsili istemine ilişkin davada; munzam zararın ne şekilde oluştuğunu somut olarak ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verileceği-
Uyuşmazlık, munzam zarar alacağının tahsili istemine ilişkindir...
Bankacılık işleminden kaynaklanan munzam zararın ve alacak istemine ilişkin uyuşmazlıkta, davalı bankanın eski çalışanı "sahte evrak düzenlemek, dolandırıcılık ve emniyeti suistimal" suçlarından açılan dava hakkında verilecek kararın "bankayı bağlayacak belgeler ve el ve işbirliği" olguları başta olmak üzere, kararın niteliğinin ve içeriğinin davaların sonucunu doğrudan etkileyeceği, bu sebeple ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
Sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle sözleşme uyarınca cezai şart ve munzam zarar talebinin yerinde olmadığı-
Off Shore hesabına aktarılan paradan kaynaklı munzam zarar talebi- Ülkemizdeki belirli dönemlerde mevcut olan ekonomik olumsuzluklardan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı aşkın (munzam) zarar talebinin, zarar olgusunun delili olarak kabul edilemeyeceği- Faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerektiği- Kanıtlanacak olguların; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarar olduğu-
Ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, alacaklı yönünden aşkın zarar olarak nitelendirilemeyeceği, temerrüt faiziyle birlikte davacıya ödenen anapara yanında temerrüt faizini aşan zararın, davacı tarafından kendi duruma özgü şekilde somut olarak ispat edilmemiş olması nedeniyle yerinde olduğu-
Munzam zarar hesabında her bir davacının tahsil talebinde bulunduğu davalıdan talep edebileceği tutarın, davalının asıl davada davacıya karşı sorumlu tutulduğu bedel üzerinden ayrı ayrı hesaplanması, kesinleşen hükümde davalının yalnız ......... ada ..... parsel yönünden zarar tazmininden sorumlu tutulduğu ve kararda hükmedilen bedellerin her iki davacı bakımından hükmedilen toplam tutar olmakla her bir davacının kendi payına düşen tazminat tutarı üzerinden hesaplanacak munzam zararı talep edebileceği gözetilerek bu yönde hesaplama yapılması gerekeceği, .............. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararıyla kesinleşen ve munzam zarar talebine konu alacakla ilgili taşınmaz hisselerinin satışı tarihinden dava tarihine kadar geçen süredeki enflasyon verilerini gösterir TEFE, TÜFE-ÜFE oranları, banka vadeli mevzuat faiz oranları, döviz kurları, devlet tahvil faiz oranları, işçi ücretleri ve diğer yatırım araçları ile ilgili getiri bilgileri, resmi kurumlardan sorulup tesbit edildikten sonra, konusunda uzman bilirkişi heyetinden, tahsiline karar verilen davacı alacağının vekaleten satış tarihinde bu yatırım araçlarından oluşacak sepete yatırılması ve değerlendirilmesi halinde dava tarihinde asıl alacakla birlikte getirisinin ulaşabileceği miktardan hükmedilen asıl alacak ve bu alacağa temerrüt tarihi olan satış tarihinden dava tarihine işleyecek faiz tutarı toplamı düşülerek bulunacak fark konusunda gerekçeli, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp değerlendirilerek faizle karşılanamayan zarar konusunda sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Munzam zararın borçlunun temerrüdü nedeniyle uğranılmış olan ve temerrüt faizini aşması nedeniyle borçlu tarafından karşılanmayan zararlar olması, alacaklının temerrüt nedeniyle uğradığı ve temerrüt faizini aşan bakiye zararının borçludan tahsilini talep edebileceği ve munzam zararın olduğu hususunun alacaklı tarafından ispatlanması gerektiği- (22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 s. Kanun ile değişen) HMK’nın 177/2. maddesi ile "Yargıtay'ın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı, davacının ıslah talebinde bulunabileceği" gözetilerek benimsenen bozma sonrası hasara ilişkin alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmesi gerektiği-