Davacıya eksik harcın tamamlanması için 15 günlük kesin süre tayin edilip, mahkemece eksik harcın verilen süre sonunda ikmal edilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilse de, 6100 sayılı HMK'nun 94. maddesi uyarınca kanunun tayin ettiği sürelerin kesin olduğu, fakat verilen kesin sürenin de makul bir kesin süre olması gerektiği-
Bozmadan önce var olmayan bir kısım tebligat belgeleri de değerlendirilmek suretiyle kurulan hükmün yeni hüküm niteliğinde olduğu kabulü ile dosyanın, temyiz incelemesi için özel dairesine gönderilmesi gerektiği-
Yetkisizlik kararı veren mahkemenin kendiliğinden dosyayı yetkili mahkemeye gönderemeyeceği-
Taraflardan birinin süresi içinde karar düzeltme talebinde bulunması halinde, diğer tarafın (karar düzeltme süresini geçirmiş olsa bile) karar düzeltme dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde vereceği ayrı bir dilekçe veya cevap layihasıyla karar düzeltme talebinde bulunabileceği (katılma yoluyla karar düzeltme)-
Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olacağı, sadece 'direnilmesine' denilmekle yetinilerek hüküm verilemeyeceği, mahkemece dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulması gerekeceği-
Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu bu nedenle usulüne uygun direnme kararından söz edilemeyeceği, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin, Hukuk Genel Kurulu’na değil; Özel Daireye ait olduğu-
Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilmemesi gerekeceği-