Taraflar arasında akdedilmiş ve feshedilmemiş sözleşmeler kapsamında kalan işler tamamlanmış olup, davalı yüklenici tarafça eksik ve kusurlu işlerin davacı taşeron tarafından tamamlanmadığı savunması kanıtlanamadığından, bilirkişiler kurulu raporunda geçici ve kesin kabul tutanaklarında belirlenen ve sonradan giderildiği anlaşılan eksik ve kusurlu işler bedelinin teminat çekleri bedelinden mahsubuna karar verilmesinin doğru olmadığı- Davalı tarafça, yargılama sırasında cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen belgeler ve daha sonra ibraz edilen belgelerle davacı taşeronun sigorta prim borçlarının ödendiği ileri sürüldüğünden, taşeronun işçilerinin sigorta prim ödemelerinin yüklenici tarafından yapıldığı savunması, hukuki niteliği itibariyle, aynı hukuki ilişkiden doğup, sözleşmelerin 13. maddeleri kapsamında taşeronun yüklenmiş olduğu bir edimin yüklenici tarafından yerine getirildiğinin iddia edilmiş olmasına göre, mahsup itirazı niteliğinde olduğu-
Eser sözleşmesi ve cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkin davada, teslim hukuki işlem olmayıp maddi bir vakıa olduğundan tanıkla ispatı mümkün olduğundan tanık deliline dayanan davacının tanıklarının dinlenerek teslimin kanıtlanıp kanıtlanamadığının değerlendirilmesi, kanıtlanmadığı kabul edilirse yemin deliline başvurulması gerektiği-
Davanın eser sözleşmesi uyarınca zararın tazmini istemiyle açıldığı,HMK mad.114 uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerektiği, dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesi HMK mad.27 de düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık oluşturduğu-Olayda, tarafların her ikisinin de ticaret şirketi olup tacir olduğu, uyuşmazlığında ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan kaynaklandığı için davaya bakmak, ticaret mahkemelerinin görevi olduğu, mahkemece dava dilekçesi tebliğ edilip usul işlemleri tamamlanarak uyuşmazlığın esastan incelenmesi gerekirken yazılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Asıl ve birleşen dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, yüklenici tarafından açılan asıl davada ödenmeyen hakediş alacağı ile irat kaydedilen teminat mektubu bedellerinin tahsili, iş sahibi tarafından açılan birleşen davada ise yükleniciye yapılan fazla ödemenin tahsilinin istendiği- Mahkemece, yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan rapor alınarak hükmüne uyulan Dairemizin 11.12.2009 tarihli bozma ilamının 3. bendinde belirtildiği şekilde, mahkemece yapılan araştırma sonucu kesinleştiği belirlenen Sayıştay ilamı dikkate alınarak yüklenici şirkete fazla ödeme yapılıp yapılmadığının saptanması ve birleşen davada davaya konu olan yükleniciye yapıldığı iddia olunan fazla ödemeler yönünden açıklayıcı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmasının gerektiği-
Davalının adres kayıt sistemindeki Fransa adresine mahkemece Başkonsolosluk aracılığı ile tebligat çıkarılmasının doğru olduğu; ancak çıkarılan tebligatta "Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim" bulunmadığından; yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, mahkemece; usulsüz bu tebligattan sonra davalının adres kayıt sisteminde yer almayan diğer adreslere yaptığı tebligatlar da usulsüz olduğundan; davalıyı, savunma hakkı tanımak amacıyla usulüne uygun olarak cevap vermeye ve duruşmalara katılmaya davet etmedikçe yargılamaya devam edip hüküm verilemeyeceği-
Eser sözleşmelerinin, 6532 s. TKHK’da tüketici işlemlerinden sayılmakla birlikte, bünyesinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, arsa sahibi açısından güdülen amacın kullanmak için konut edinmek olmadığı, güdülen amacın arsanın değerlendirilmesi, yapılan daireleri satma veya kiraya vermek olduğu dikkate alınarak, görevli mahkemenin ‘tüketici’ değil, ‘ticaret’ mahkemesi olduğunun kabul edilmesi gerektiği-
Taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye feshinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, davalıya ait iki dairenin tamamen, bir dairenin ise kısmen tamamlandığı iddia edilmiş olup, uyuşmazlık konusu işin mevzuata uygun olması ve davacı tarafından yapılmış olması halinde davalının faydalanabileceği kısımlara ilişkin olmak üzere dava tarihindeki rayiç bedeli üzerinden inşaat bedelini, davacının talep edebileceği, imara aykırı inşaat için ise davacının bir hak iddia edemeyeceği-