Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra, diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunmanın genişletilemeyeceği, değiştirilemeyeceği- Davalı-karşı davacı kadın, karşı dava ve cevap dilekçesinde maddi ve manevi tazminatlar yönünden bir beyanda bulunmamış, ön inceleme duruşmasında tazminat talebinde bulunmuş, davacı-karşı davalı tarafın ise bu talebe muvafakat etmemiş olduğu görüldüğünden, bu taleplerin iddianın ve savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu- Davalı-karşı davacı tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmadığından, davalı-karşı davacının maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) talepleri hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği- Tarafların her ikisinin de çalışması, düzenli ve sürekli gelirlerinin bulunması, mali durumlarının ve güçlerinin yaklaşık aynı seviyede olması halinde, TMK. mad. 175 koşullarının davalı-karşı davacı kadın lehine oluşmadığı-
Davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde hükmolunacak tazminatın tarafların hissedarı bulunduğu şirkete ödenmesi yönünde talepte bulunmuş olmasına rağmen HMK'nın 141. maddesi kapsamında dosyaya sunmuş olduğu, cevaba cevap dilekçesi ile hükmolunacak tazminatın doğrudan davacı hissedarlara ödenmesi şeklinde talebini değiştirdiği gerekçesiyle davalı yönünden mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi bulunduğuna, karar keşinleştiğinde ve talep halinde bu davalılar ile ilgili dava dosyasının tefrik edilerek görevli ....... Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Ön inceleme aşamasında, ancak karşı tarafın açık muvafakati (veya ön inceleme duruşmasına taraflardan birisinin mazeretsiz gelmemesi) durumunda iddia veya savunmaların genişletilmesi yahut değiştirilmesinin kabul edildiği- Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinden sonra, süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmediğinden, savunmanın dayanağı olarak süresinde ileri sürülen bir delil (HMK. mad. 129/1-e) bulunmadığından, davalıya delil göstermesi için süre vermesine yasal olarak imkan bulunmadığı- Boşanmaya sebep olan olaylarda ailesinin müdahalesine sessiz kalan davalı erkek tam kusurlu olup, davacı kadın yararına TMK.'nun 174/1 maddesi koşulları oluşmuş olduğu-
Kadın dava dilekçesinde erkeğin kendisini hırsızlıkla itham ettiği vakıalarına dayanmamış olup, kadın tarafından iki haftalık yasal süreden sonra verilen cevaba cevap dilekçesinde dayanılan vakıalar da usulüne uygun ileri sürülmediğinden dikkate alınamayacağı- Toplanan delillerden davacı-davalı kadının da eşine ait iş yerinin kasasından izinsiz para almak suretiyle eşinin güvenini sarstığı anlaşıldığından davalı-davacı erkeğin de dava açmakta haklı olduğu- Davalı-davacı erkeğin, karşı dava dilekçesinde boşanma talebinin yanı sıra davacı-davalı kadının kendisinden aldığı paranın da iadesini talep ettiği ve bu talebine dair nispi peşin harcı yatırdığı bilinerek, davalı-karşı davacının bu talebinin genel hükümlere tabi olduğu; erkeğin alacak talebi yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Dava konusu parsel üzerinde davacı tarafından yapılan yapı bulunduğu fakat davacı tarafından yapılan köprünün kapsadığı alanın DSİ kanalı üzerinde olduğu, taşınmaz sınırı içinde kalmadığı tespit edildiğinden anılan parsel dışında bilirkişi raporunda gösterilen, DSİ kanalı içinde kalan köprü hakkında da hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu-
Dava dilekçesinde davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin gösterilmesi gerektiği- İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıaların oluşturduğu ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilebileceği- Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hakimin iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamayacağı ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamayacağı- Tarafların cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebileceği veya değiştirebileceği-
Boşanmaya ilişkin davada, tarafların, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise, ancak karşı tarafın açık muvafakati ile, iddia ve savunmalarını genişletebileceği, ön inceleme duruşmasına taraflardan birinin mazeretsiz olarak gelmediği durumda, muvafakat aranmaksızın iddianın ve savunmasının genişletilebileceği, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise, diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemeyeceğinden (HMK. mad. 141/1), hükmün bozulması gerektiği- TMK. mad. 169 çerçevesinde tayin edilen tedbir nafakasının herhangi bir gerekçe gösterilmeden kaldırılmasının isabetsiz olduğu- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmadığından (TMK. mad. 175), davalı-karşı davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddinin yerinde olmadığı- Müşterek çocukların velayetinde çocuğun üstün yararının tespit edilmesi gerektiği- 4787 s. Kanunun 5. maddesi uyarınca, uzman veya uzmanlar görevlendirilip, imkan oldukça çocukların birlikte yaşayacakları şekilde velayet düzenlemesine öncelik verilmesi gerektiği de düşünülerek, gerçekleşecek sonucuna göre tarafların müşterek çocuğunun velayetinin düzenlenmesi gerektiğinden, bu konuda, eksik incelemeyle karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Boşanma davasında, mahkemece, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıaların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği- Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra, diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunmanın genişletilemeyeceği, değiştirilemeyeceği- Davacı kadın dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakaları yönünden bir talepte bulunmamış, ön inceleme duruşmasında ise maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talepleri olduğuna yönelik beyanda bulunmuş, ancak bu taleplere yönelik olarak açıklamasını sonraki dilekçesiyle yapmış olup davalı tarafın ise, bu taleplere muvafakat etmemiş olduğu görüldüğünden, bu taleplerin iddianın ve savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu- Davacı tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmadığından, davacının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talepleri hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği-
Islah dilekçesi ile talebini değiştirip genişleten davacı ıslah harcını yatırmadığından, usulüne uygun yapılmış, geçerli bir ıslahtan söz edilemeyeceği ve geçersiz bir ıslaha değer verilmek sureti ile karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Islahla kastedilenin, dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olduğu; dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine olanak bulunmadığı- Haksız fiil nedenine dayalı maddi tazminat istemli davada, dava konusu edilmeyen manevi tazminat talebin ıslah konusu yapılamayacağı-