Davacı vekilinin, dilekçesinde; davalının haksız olarak evi terk ettiğini, davacının gelirinin bulunmaması nedeniyle, ayrı yaşamakta haklılık gerekçesiyle davacı lehine ve müşterek çocuk lehine tedbir nafakasının davacıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep ettiği, yargılama sırasında davacı vekilinin, otomatik ödemeye bağlı olan elektrik, doğalgaz, su giderlerinin de davalı tarafından ödenmeme ihtimali bulunduğundan bu hususta gerekli önlemlerin alınmasını talep ettiği, yargılama sırasında ayrıca talep edilen, elektrik, su, doğalgaz faturalarının da davalı tarafından ödenmesine dair harcı yatırılarak usulüne uygun açılmış bir dava bulunmamasına rağmen, mahkemece birliğin giderleri içinde değerlendirilmesi gereken, elektrik, su, doğalgaz faturalarının da davalı tarafından ödenmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu-
TMK'nun 197. maddesi gereği ayrı yaşamakta haklı olan eşin diğer eşten tedbir nafakası talebinde bulunabileceği, somut olayda; davalı eş tarafından açılan boşanma davası ispat edilemediğinden reddedilmiş ise de, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin "davalının kocasının kişisel eşyalarını kapı önüne bıraktığı ve eşine yalan söyleyerek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle kararı bozduğu, o halde, davacının ayrı yaşamakta haklı olup olmadığı boşanma davasındaki olaylar da değerlendirilerek incelenmek gerekirken, bu davada ise davacı ayrı yaşamakta haklı olduğuna dair yeterli delil sunmadığı halde, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kısmen kabulünün doğru görülmediği-
Davalının açtığı boşanma davasının reddedildiği, davadan sonra tarafların bir araya gelmedikleri, davalının birlikte yaşamı yeniden tesis etmek için herhangi bir girişiminin olmadığı, dolayısıyla davacının ayrı ayrı yaşamada haklı olduğu anlaşılmakta olup, davacı lehine "hakkaniyet" ölçüsünde bir miktar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Evlilik birliği içerisinde eşlerin birbirinden talep edebilecekleri maddi yardımların, nafaka adı altında ve Medeni Kanun’un çeşitli maddelerinde belirtilen yardımlar olduğu, davacı kadının, davalıdan ancak nafaka talep edebileceği, davalı kocanın şartları varsa, nafaka yükümlüsü konumunda olduğu, bunun dışında mahkemenin kabulü gibi, evlilik birliği içinde 3. kişilerden kendi özgür iradesi ile aldığı borç paraların davalıdan tahsilinin mümkün olmadığı-
Davalı-davacı kadının gerçekleşen eylemlerinin, kocanın kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olup, manevi tazminatı gerektireceği, boşanmada kusuru bulunmayan davacı-davalı koca yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken reddinin aykırı olacağı, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olan davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği, davalı-davacı kadının müşterek konutu kendiliğinden terk etmesi ve ayrı yaşamakta haklılığını ispatlayamaması halinde tedbir nafakasına hükmedilemeyeceği-
Davacı-davalı kocanın fiziksel şiddet uygulaması sebebiyle davalı-davacı kadının ayrı yaşamakta haklılığı ispat edilmiş olduğuna göre; birleşen nafaka davasında kadının davası kanıtlanmış olacağı ve TMK 197.madde uyarınca nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Davalı-davacı kadının Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca ayrı yaşama hakkının doğmuş olduğu tarafların ayrı yaşadığı; davacı-davalı kocanın kendiliğinden eş ve çocuğunun geçim ve bakımı için gerekli giderleri karşılamakta olduğu anlaşılmasına rağmen kocanın desteğinin devam etmesi, kendi isteğine kalmış olduğundan kocanın desteğinin her an kesilmesi tehlikesi mevcut olup, bu nedenle, davalı-davacı kadının bu yardımların devamlılığının ve yasal güvenceye bağlanmasını mahkemeden isteyebilme hakkına sahip olduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişki dahi tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerektiği- Boşanma davası açılınca bir önlem olarak kararlaştırılabilen tedbir nafakası (TMK. md. 169) ile davalı kadının birleştirilen Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davasından verilebilecek tedbir nafakasını karıştırmadan; birleşen nafaka davası hakkında tarafların hak ve yükümlülüklerini gösterecek şekilde yeniden hüküm kurulması gerektiği-
Taraflar arasında boşanma kararı verilmemiş olmasının, çocuklarla ilgili gerekli önlemlerin alınmasına engel olmadığı- TMK. mad. 197 dikkate alıp, geçici velayet düzenlemesi yapılarak; velayetin kadına verilmesine yönelik istemin kabulüne karar verilmesinin gerektiği- Kadının yine TMK. mad. 197/2 çerçevesinde talep ettiği ortak konutun kendisine tahsisi konusunda önlem alınması isteği hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmesinin gerektiği-
Davacı kadın tarafından Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddeye dayalı olarak açılan bağımsız tedbir nafakası davası boşanma davasıyla birleştirilmekle birlikte; tedbir nafakası davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-