Tebligatın yapıldığı adreste daha önce davalıya usulüne uygun yapılmış bir tebligat bulunmadığı; tebligatın usulüne aykırı yapılığından bahisle, hüküm tesisinin yerinde olmadığı-
2828 s. K. uyarınca korumaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevinin Aile Mahkemelerinin görevi kapsamında olduğu- 2828 s. K. uyarınca alınmış olan korunma kararının kaldırılmasına yönelik istek, korunma altında bulunan çocuğun hak ve menfaatleriyle ilgili olduğundan; davanın, duruşma açılarak, hakkında korunma kararı alınmış olan çocuğa, ergin değilse yasal temsilcisine (veli veya vasisine) yöneltilmesi, onların da göstereceği-
Mahkemece, davalı çocuğun davada temsiliyle ilgili olarak usulünce taraf teşkili sağlanmadan, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasının yerinde olmadığı-
Tebligat Kanunu 35. madde koşulları gerçekleşmeden davalı kocaya dava dilekçesi ve duruşma gününün bu maddeye göre tebliğinin geçersiz olduğu-
Davalı, kanuna uygun şekilde davet edilmeden, yokluğunda hüküm kurulmasının savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatası olup, bozmayı gerektirdiği- (HUMK.m.73)
Hakimin, belirlediği duruşma gününü davanın taraflarından birinin talebiyle haklı bir sebeple değiştirebilir ise de bunu diğer tarafa usulüne uygun olarak tebliğ etmek zorunda olduğu; davalıya duruşma günü tebliğ edilmeden ve ispat hakkı tanınmadan yargılamaya devamla yokluğunda hüküm tesisinin doğru bulunmadığı-
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmadan yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulması doğru bulunmadığı (HUMK.m.73)-
Davalıya, dava dilekçesi ve duruşma gününün usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden duruşmaya devamla davalının yokluğunda hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece davalı kadına dava dilekçesi ve duruşma gününün usule uygun olarak tebliğinin sağlanması, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Davalının usulüne uygun olarak duruşmaya çağrılmadığı, savunma hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından yokluğunda yapılan tahkikat sonunda oluşturulan hükmün bozulması gerektiği-