Davalıya, dava dilekçesi ve duruşma gününün usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden duruşmaya devamla davalının yokluğunda hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece davalı kadına dava dilekçesi ve duruşma gününün usule uygun olarak tebliğinin sağlanması, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Davalının usulüne uygun olarak duruşmaya çağrılmadığı, savunma hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından yokluğunda yapılan tahkikat sonunda oluşturulan hükmün bozulması gerektiği-
Tebligat Yasası 16. madde koşulları gerçekleşmeden davalı kadına usulsüz şekilde yapılan dava dilekçesi ve duruşma günü tebliği ile usulünce taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği-
Davalı kadının Fransa'da çalıştığı ve ikamet ettiği, Türkiye'ye tatil amaçlı geldiği ve Türkiye'de çalışmadığı halde, tebligat evrakında beyanda bulunan yakın komşu davalının işe gittiğini belirtmiş olup, Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Davalının çalıştığı fabrika adresine çıkartılan teblgatın burada çalışan bir "personele" yapıldığından geçersiz olduğu-
Muhatabın adreste bulunmama sebebini beyan eden komşu imzası alınmamış, bu kişinin imzadan kaçındığı da belirtilmemiş olduğundan, davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğinin geçersiz olduğu-
"Muvazaalı bu borçtan dolayı yapılan icra takibi nedeniyle borçluya ait taşınmazın cebri icra yolu ile davalıya satıldığından yapılan satışın iptaline karar verilmesi" talebiyle açılan davada, davalı tarafa (ve davacı tarafa) duruşma günü tebliğ edilmeden yokluğunda yargılama yapılıp karar verilemeyeceği (HUMK. 73, şimdi; HMK. 27)–
Davalı tarafa (ve davacı tarafa) duruşma günü tebliğ edilmeden yokluğunda yargılama yapılıp karar verilemeyeceği (HUMK. 73, şimdi; HMK. 27)–