6100 sayılı HMK.nun 27.(HUMK.nun 73.) maddesi hükmüne göre mahkeme tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için uygun şekilde davet etmeden hükmünü veremeyeceği-Mahkemece gerekli uyarıyı taşıyan çağrı kâğıdının usulüne uygun şekilde davalılara tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun taraf teşkilinin gerçekleşmesinden sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekeceği
E.tmanın önlenmesi ve kale ilişkin davada mahkemece davalının gösterdiği deliller toplamaksızın işin esası hakkında karar verilmesinin savunma hakkı kısıtlanması niteliğinde olduğu-
2828 sayılı Kanuna göre alınmış olan korunma kararının kaldırılmasına ilişkin davanın çocuk mahkemesinin görevine girdiği, çocuk mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde aile ya da asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı- Korunma kararının kaldırılmasına yönelik davanın hakkında korunma kararı alınmış olan çocuğa, çocuk ergin değilse yasal temsilcisine (veli veya vasisine) yöneltilmesi gerektiği-
Satışına karar verilen taşınmaza ilişkin olarak davalı paydaşlar adına çıkarılan dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiyenin bila tebliğ iade edilmesi üzerine ilanen tebligat yapılmış ise de Tebligat Kanunun 29 ve tüzüğün 47/2 maddesi gereğince yeterli adres araştırması yapılmadığı gibi tebliğ olunacak evrak suretinin mahkeme divanhanesinde bir ay süreyle asıldığına dair belgeye de dosya kapsamında rastlanılmadığından, bu durumda tebligatın usulüne uygun olduğundan söz edilemeyeceği-
Tebligatların yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan hükme göre, davalıların tapu memurluğuna bildirdiği söz konusu adres, Tebligat yasasının 35/son maddesinde yazılı niteliği haiz bir adres ise de bildirilen bu adrese normal yolla tebligat çıkarılıp iade edilmeden doğrudan Tebligat Yasasının 35/son maddesindeki usule göre tebligat yapılamayacağı- 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun ile adres kayıt sistemi esas alınarak 7201 sayılı Tebligat Kanununda bazı değişiklikler yapılmış olup kanunda yapılan bu değişiklikler de nazara alınarak yöntemine uygun şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Tebligatların yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan hükme göre, davalıların tapu memurluğuna bildirdiği söz konusu adres, Tebligat yasasının 35/son maddesinde yazılı niteliği haiz bir adres ise de bildirilen bu adrese normal yolla tebligat çıkarılıp iade edilmeden doğrudan Tebligat Yasasının 35/son maddesindeki usule göre tebligat yapılamayacağı- 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun ile adres kayıt sistemi esas alınarak 7201 sayılı Tebligat Kanununda bazı değişiklikler yapılmış olup kanunda yapılan bu değişiklikler de nazara alınarak yöntemine uygun şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Şikâyetçi vekili, müvekkilinin alacağının kamu alacağı olup, paylaşıma konu paranın sıra cetvelinde 1. ve 2. sıradaki alacaklılara ödenmesinin doğru olmadığını ve müvekkiline ödeme yapılması gerektiğini ileri sürdüğüne göre, 1.ve 2. sıra alacaklılarına dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiye tebliğ edilmeden ve dolayısıyla taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
6100 Sayılı HMK’nun 27. maddesi hükmü gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiğinden, tarafların dinlenilmesi, iddia ve savunmalarını açıklamaları için yöntemine uygun olarak davet edilmeleri gerekeceği-
Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca tebligat yapılırken haber bırakılan komşunun imzasının alınması, imzadan imtina ediliyorsa imtina edildiğine ilişkin tebligatın arkasına şerh düşülmesi gerekeceği; söz konusu kurallara uygun yapılmayan tebligatın geçerli kabul edilemeyeceği-
2828 sayılı Kanuna göre alınmış olan korunma kararının kaldırılmasına ilişkin davanın çocuk mahkemesinin görevine girdiği, çocuk mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde aile ya da asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı-