Davacı kocanın davalı kadın için "neden A.'yi getirdiniz, ben A.'yi istemiyorum, nasıl gittiyse öyle gelsin, ben alıp getiremem, gururuma yediremem" dediği, bu olayların davalının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği-
Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığının, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinin anlaşıldığı, o halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Toplanın delillerden, davalı kadının evliliğe ilişkin birlik görevlerini gereğince yerine getirmediğinin; davacı kocanın da davalı kadının etnik kimliği üzerinden davalıyı aşağıladığının anlaşıldığı, bu bakımdan mahkemece tarafların kusurlu davranışları bu şekilde açıklanmamışsa da; kusur dağılımını eşit kusur olarak belirlemesinin doğru olduğu, eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Mahkemece davacı-karşı davalı kocanın kusurlu kabul edilmesinin dayanağı olarak gösterilen olaylardan sonra taraflar barışıp iki üç ay süreyle birlikte yaşadıklarına göre, bu olaylar nedeniyle artık manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığının, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinin anlaşıldığı, o halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Kocanın, dini inancı gereği karısını çarşaf giymeye zorladığının, dışarıda sadece gözleri görünecek şekilde örtünmesini, camları dahi gece silmesini istediğinin, eşi bunu kabul etmeyince onu evden kovduğunun ve tarafları barıştırma için aracı olan kişilere de "bu şekilde bu kız bana yaramaz" şeklinde sözler söylediğinin toplanan delillerle gerçekleştiği, mahkemece de kocanın gerçekleşen bu eylemleri nedeniyle "ağır kusurlu" kabul edildiği, davalının açıklanan eylemlerinin, kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu-
Toplanan delillerden davalı kocanın eşine fiziksel şiddet uygulamasından sonra tarafların barışıp Ankara iline gittiklerinin, yaklaşık bir ay birlikte yaşadıklarının anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında davacı kadının, kocanın şiddet uygulamasını affettiğinin, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabul edilmesinin gerekeceği, affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olayların kusur kabul edilemeyeceği gibi, boşanma nedeni de olamayacağı-
Davalının maddi tazminat isteğinin boşanmanın eki niteliğinde (TMK.md.174/1) tazminat olmayıp, emekli ikramiyesinin davacı adına yatırılması nedenine dayandığı, davalının bu hususta usulüne uygun harcı ödenerek açılmış bir davasının ya da karşılık davasının bulunmadığı, öyleyse karar verilmesine yer olmadığına karar verilecek yerde, kesin hüküm oluşturacak şekilde ret hükmü kurulmasının isabetsiz olduğu-
Boşanmaya neden olan olaylarda birlik görevlerini yerine getirmeyen, genellikle eve alkollü ve geç saatte gelen, müşterek çocuğun yanında, onun özenmesine yol açar şekilde alkollü içki içen, eşine hakaret eden davalı kocanın ağır kusurlu olduğu ve bu davranışlarının davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği-