Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça yapılan yetki sözleşmesinin “münhasır yetki sözleşmesi” olacağı,tarafların yetkili kıldıkları mahkemenin ve icra dairesinin yanında kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkeme ve icra dairelerinin de yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa, diğer bir anlatımla münhasır olmayan yetki sözleşmesi yapmak istiyorlarsa, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı senet üzerinde düzenlenme yerinin açıkça gösterilmemiş olduğu, senedin keşidecisinin adının yanında ise “Bağcılar Mah. E. alataş Cad. Dış kapı 6-9 iç kapı 7” şeklinde adresin yer aldığı ve bu adresin bir idari birim adını içermediği, dolayısıyla senedin, düzenlenme yerinin bulunmaması nedeniyle kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı-
Düzenlenme yeri belirlenmeyen belgenin kambiyo vasfının bulunmadığı, bu hususun icra mahkemesince re’sen nazara alınmasının zorunlu olduğu, o halde mahkemece İİK'nun 170a/2. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, bonoda avalist konumunda olan borçlunun yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken, borçlunun senet keşidecisi şirketin yetkilisi olmadığının kabul edildiği ve buna göre senedin tek borçlusunun borçlu olduğundan bahisle yetki anlaşmasının geçersiz kaldığı gerekçesi ile yetki itirazının kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı bononun arka yüzünde; ''Teminattır. A.... iş merkezindeki kapı no: 504 nolu taşınmazın üzerindeki ipotek Türkiye Vakıflar Bankasından kaldırılınca bu senet iptal olacaktır” ibaresinin yer aldığı, bu haliyle senedin, kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini içermediği, dolayısıyla kambiyo senedi niteliğini haiz olmadığı ve açıklama altındaki isim ve imzanın, keşideci ve lehtara ait olmamasının sonuca etkisinin olmadığı-
Dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği- İİK. mad. 169/a uyarınca, belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesinin mecburi olduğu-
Takip dayanağı bonoların incelenmesinde; tanzim yerinin İstanbul olarak belirlendiği ve takibin de tanzim yeri olan İstanbul'da başlatıldığının görüldüğü, bu durumda takipte İstanbul İcra Daireleri'nin yetkili olduğu-
Mahkemece, takip konusu senet yönünden imza incelemesi yaptırılmaksızın düzenlenme yeri olmadığı hususu re'sen gözetilerek, İİK'nun 170/a-2. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken,yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Takibe dayanak yapılan bonoda tanzim yeri belirtilmediği gibi, senette tanzim edenin isminin altında yer alan "... Mah. ... Cad. No:39/1" ibaresinin idari birim olmadığı, bu nedenle takibe dayanak belgede geçerli bir tanzim yeri bulunmadığından kambiyo senedi vasfında olmadığı-
Tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yetki sözleşmesi yapılması halinde, icra takibinin sadece yetki sözleşmesi ile belirlenen yerde açılabileceği- Tacir olmayan borçlu hakkında yetki sözleşmesi uygulanamayacağından; bonoya dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. 6. md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde (6102 s. TTK'nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yeri olarak tanzim yeri kabul edilir) (HMK. 10. md.) ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca bononun tanzim edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-