Elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkin davada; şekli dava arkadaşlığının, gerçeğin tam olarak ortaya çıkarılması ve taraflar arasındaki ilişkinin doğru karara bağlanmasını sağlamak için kabul edildiği, bu durumda; dava konusu hukuki ilişki hakkında bütün dava arkadaşlarına yönelik tek ve aynı doğrultuda bir karar verme zorunluluğu olmadığı, ayrıca dava arkadaşlarının yaptıkları usulî işlemlerin birbirinden bağımsız olduğu, buna göre; davacının kal talebi de bulunduğuna göre, dava dışı kişinin, davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
HMK'ya göre; taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar davanın erteleneceği, bununla beraber hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebileceği- Dava açıldıktan sonra vefat eden davacının vefatından sonra, yargılamaya devam edilebilmesi için, mirasçıların tamamının davaya katılımının sağlanması, bunun mümkün olmaması halinde; tüm mirasçılardan izin alınması veya terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkilinin sağlanması konusunda davacı vekiline süre tanınarak, taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerektiği-
Tapu iptal ve tescil davalarının taşınmazın kayıt maliki aleyhine açılmasının zorunlu olduğu ancak, davanın niteliği gereği taşınmazın son maliki bakımından iddianın incelenebilmesi için, ilk el durumundaki dava dışı kişi ile arasındaki hukuki ilişkinin, inançlı işleme dayalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiği- Dava konusu tapu iptal ve tescil davasında; taşınmazın ilk el durumundaki kişinin davada yer almasının sağlanması, ondan sonra davacı ile davacı arasındaki temliki işlemin muvazaalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, davacı tarafından davalıya yapılan temlikin inançlı işlem olduğunun saptanması durumunda varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
E.tmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkin davada davalı ve dava dışı şirket arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu bu nedenle dava dışı şirket davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
SGK aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü halinde icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği (5510 s. K. mad. 88/17)- Hakkında icra takibi yapılmamış olan ve itirazın iptali davasında davalı olarak gösterilmeyen Sağlık Bakanlığının, davalı-borçlu SGK vekilinin talebi üzerine davaya dahil edilmesinin hatalı olduğu, davada taraf değişikliğine ilişkin HMK'nun 124. maddesinin de bu durumda uygulanamayacağı- 
Sözleşmenin feshi ya da iptali davası aynı madde uyarınca "olağanüstü tasarruf" niteliğinde olduğundan, mahkemece, müşterek paydaşların tamamının birlikte dava açmasının zorunlu olduğu, sözleşmenin tarafı olan diğer arsa sahiplerinin davada zorunlu dava arkadaşı sıfatı bulunduğu dikkate alınarak, HMK'nın 59. ve 60. maddesi hükümleri de gözetilerek, davaya dahil edilmesi ya da davaya muvafakatlarının alınması için davacı yana süre verilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra iddia ve savunma üzerinde durulup toplanan deliller çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında; ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler, mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi, borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşmenin de bulunmadığı, her yüklenicinin kendi işverenlik süresiyle sınırlı olarak sorumlu olduğu, bu nedenle; alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmünün kurulması, davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumundaysa; takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceğinin ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği ve ihbar tazminatından ve izin ücretinden son yüklenicinin sorumlu olduğu- 
Mahkemece, davalılar yönünden aynı hukuki sebeple davanın reddedildiği gözetilerek, adı geçen davalılar yararına maddi tazminat yönünden tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesinin isabetli olmadığı-
Davacının çalışmalarının Kuruma bildirilmediği gerekçeleriyle Kurum tarafından teşvik kapsamından çıkarılan işverenin %5 puanlık prim teşviki indiriminden yararlanma istemine ilişkin dava sonucunda verilecek kararın, prim tahakkuku işlemi dolayısı ile prime esas teşkil eden çalışmalar da iptal edileceğinden, işçinin de hak alanını ilgilendirdiği bu nedenle davanın Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile birlikte, sigortalıya da yöneltilmesi gerektiği- Sosyal Güvenlik Hukukunun özelliğinden kaynaklanan ve davanın sigortalı  ile Kuruma birlikte yöneltilmesini zorunlu kılan bu gereklilik karşısında, Kurum ile dava dışı sigortalı arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu-
Davacı ile ilk el durumundaki dava dışı kişi arasındaki hukuki ilişkinin açıklığa kavuşturulabilmesi için bu kişinin tapu iptali davasında yer almasının zorunlu olduğu- İlk el durumundaki kişinin davada yer almasının sağlanması, davacı ile bu kişinin arasındaki temlikin inançlı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, davacı tarafından bu kişiye yapılan temlikin inançlı olduğunun saptanması durumunda, son kayıt maliki davalının TMK'nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının değerlendirilmesi gerektiği-