Yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptâli ve tescil istemine ilişkin davada, davalı yüklenici şirketin, diğer davalı arsa sahibine karşı olan edimlerini yerine getirip getirmediği araştırılarak, yüklenicinin ve buna bağlı olarak ondan şahsi hak temlik alan davacının dava konusu bağımsız bölümün tapusuna hak kazanıp saptanıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Diğer taraftan, temlik işlemine dayalı davalarda arsa sahibiyle ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğu- Davanın arsa sahibi ve yükleniciye karşı açılması ve bunlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunması sebebiyle, yüklenici ve arsa sahiplerinin davadaki varlığı ayrı ayrı düşünülemeyeceğinden çekişmenin esası hakkındaki hükmün bunların tamamına karşı kurulması gerektiği- Zorunlu dava arkadaşlığı olan davalarda, zorunlu dava arkadaşlarından birinin yokluğu halinde taraf teşkilinde eksiklik olacağından hüküm kurulamayacağı-
Mecburi dava arkadaşlığı halleri dışında dava arkadaşlığının ihtiyari olduğu- HMK.’nun 59. maddesine göre; “Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hallerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır.” hükmünün bulunduğu- Şu durumda; maddede açıkça sayılan, dava konusu hak ve borcun ortak olması, birden fazla kişinin ortak bir işlem (örneğin sözleşme) ile borç altına girmiş olması, davanın birden fazla kişi hakkında aynı (veya benzer) sebepten doğmuş olması hallerinde birden çok kimsenin birlikte dava açması olanaklı olduğu gibi, birlikte aleyhlerine de dava açılabileceği- İptal ve tescil davalarının taşınmazın kayıt malikine karşı açılmasının zorunlu olduğu- Eldeki davan da kayıt maliki aleyhine açılmışsa da, muvazaa iddiasının incelenebilmesi için, davalı ile dava dışı arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulmasının zorunlu olduğu, "dava konusu taşınmazı davacı annesine bakmayacağı" tehdidiyle üzerine devraldıktan sonra davalıya muvazaalı devrettiği iddia edilen davacının oğlunun yargılamada davalı sıfatı ile davada yer almasının zorunlu olduğu-
Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından (dava konusunun ölenin malvarlığına ilişkin olması ve dava sonunda verilecek hükmün olumlu veya olumsuz bir şekilde mirasçıların haklarını etkilemesi durumunda) davaya devam edilebileceği- Bu halde, ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburî dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekeceği- TMK'nın 28. maddesine göre, ölüm ile kişilik son bulur; ölü bir kişi herhangi bir hakkın süjesi olamayacağına göre, onun açmış olduğu davaya devam edilemeyeceği-
HMK'da ilk derece yargılamasında, "yazılı yargılama usulü", beş aşamadan oluşacak şekilde düzenlenmiş olup kanunda belirtilen sebepler dışında, öngörülen yargılama kesitlerine uyulmadan karar verilemeyeceği- İptal ve tescil davalarının taşınmazın kayıt malikine karşı açılması zorunlu olup "muvazaa" iddiasının incelenebilmesi için, davalı ile dava dışı kişi arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması zorunlu olduğundan bu kişinin de davalı sıfatıyla davada yer alması gerektiği-
Tapu iptali ve tesciline ilişkin davanın niteliği gereği taşınmazın son maliki bakımından iddianın incelenebilmesi için, ilk el durumundaki dava dışı kişi ile arasındaki hukuki ilişkinin, inançlı işleme dayalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Alacağın temlikine ilişkin davalarda üçüncü kişi, temlik işleminin varlığını yükleniciye; alacağının kazanıldığını ise arsa sahiplerine karşı ispat etmek zorunda olduğundan, temlik işlemine dayalı davalarda arsa sahipleri ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu- Davanın arsa sahibi ve yükleniciye karşı açılması ve bunlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunması sebebiyle, yüklenici ile arsa sahiplerinin davadaki varlığının ayrı ayrı düşünülemeyeceği- Zorunlu dava arkadaşlığı olan davalarda zorunlu dava arkadaşlarından birinin yokluğu halinde taraf teşkilinde eksiklik olacağından hükmün verilemeyeceği- Mahkemece, davacı tarafa arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahibi olan tarafları hakkında dava açmak üzere mehil verilmesi, açılırsa o davanın eldeki dava dosyası ile birleştirilmesi, tarafların savunma ve delillerinin toplanması, özellikle yüklenicinin inşaat sözleşmesi gereğince edimlerini yerine getirip getirmediği belirlenerek davacının talepleri hakkında bundan sonra bir karar verilmesi gerektiği-
Kurum işleminin iptaline ilişkin davada, dava dışı sigortalının "ayda 7 gün" mü, yoksa "30 gün mü" olduğuna (davacının, sigortalının çalışmalarını eksik bildirip bildirmediğine) ilişkin uyuşmazlıkta, davanın kabul edilmesi hâlinde; sigortalı için bildirilmesi gerektiği Kurumca tespit edilen hizmetlerin de iptalinin söz konusu olacağı- Davada verilecek karar, sigortalının hak alanını ilgilendireceğinden, davada taraf olmasında hukuki menfaatinin bulunduğu- Tanık olarak dinlenilmesi ilgiliye taraf sıfatı kazandırmayacağından ve tanık olarak dinlenilmesi ile yetinilerek hüküm kurulması mümkün olmadığından davanın, davalı ile birlikte, anılan sigortalıya da yöneltilmesi gerektiği, sosyal güvenlik hukukunun özelliğinden kaynaklanan ve davanın adı geçen sigortalı ile Kuruma birlikte yöneltilmesini zorunlu kılan bu gereklilik karşısında, Kurum ile dava dışı sigortalı arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu- Zorunlu dava arkadaşlığının söz konusu olduğu davada, sigortalının taraf hâline getirilmesinin harca tabi olmadığı-
Bir hakkın birden fazla kişi tarafından birlikte veya birden fazla kişiye karşı kullanılmasının, zorunlu olduğu hallerde, bu hak dava konusu edildiği zaman o hakla ilgili birden fazla kişinin zorunlu dava arkadaşı durumunda olduğu- Zorunlu dava arkadaşlığında; dava arkadaşlarının -aralarındaki ilişki çok sıkı olduğundan- davada birlikte hareket etmek zorunda oldukları- Bazı hallerde ise birden fazla kişiye karşı birlikte dava açılmasında maddi bir zorunluluk olmadığı halde kanun; gerçeğin daha iyi ortaya çıkmasını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin doğru sonuca bağlanmasını sağlamak için, birden fazla kişiye karşı dava açılmasını usulen zorunlu kılmıştır ki, bu durumda şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığının (HMK m. 57) söz konusu olduğu- Böyle bir davada, dava arkadaşları hakkında tek bir karar verilmesi veya dava arkadaşlarının hep birlikte ve aynı şekilde hareket etme zorunluluğunun varlığından söz edilemeyeceği-
Tapu iptali ve tescil davalarının taşınmazın kayıt malikine karşı açılmasının zorunlu olduğu, eldeki davanın da kayıt maliki olan davalılar aleyhine açıldığı, ancak, somut olayın özelliği itibariyle, taşınmazın son maliki bakımından iddianın incelenebilmesi için, davacı ile taşınmazın önceki maliki şahıs arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulmasının zorunlu olduğu, hal böyle olunca; somut olayda, dava dışı taşınmazın önceki malik ile davalılar murisi arasında nisbi muvazaaya dayalı bir işlem yapıldığı iddia edildiğinden davalılar murisi ile ilk el durumundaki dava dışı şahıs arasındaki hukuki ilişkinin açıklığa kavuşturulabilmesi için taşınmazı davalılar murisine devreden dava dışı davalı sıfatıyla davada yer almasının zorunlu olduğu gözetilmeden sonuca gidilmiş olmasının usul ve yasaya uygun düşmediği-
Davaya konu hisse senetleri davalıların müşterek sahip oldukları hisse senedi olmayıp her davalının elinde ayrı ayrı hisse senedi mevcutken, yabancı mahkeme kararıyla her bir davalı için ayrı ayrı alacağa hükmedildiği ve bahse konu alacaklar şirket tarafından ödendikten sonra davalılardan bu hisse senetlerinin iadesi talebiyle açılan davada; zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından, davaya konu hisse senetlerinin ön inceleme aşamasından önce davacı tarafa iade edilmiş olması gözetildiğinde, her davalı aleyhine ayrı ayrı maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği- Karar düzeltme isteminin kabulü ile düzeltilerek onama kararının kaldırılmasına ve usuli müktesep hak korunarak kararın düzeltilerek onanması gerektiği-