Ceza muhakemesindeki özel şahıslar hakkında hükmedilmiş tazminata ve geri verilecek eşyaya ilişkin hüküm fıkrasının, İİK.’nda yazılı esaslar dairesinde infazı mümkün olduğundan ilamın tazminat ve vekalet ücretine ilişkin bölümü geçerli olup, İİK’nun 39.maddesinde ilama dayalı takipler için düzenlenen zamanaşımı süresi geçmediğinden takibin iptaline karar verilemeyeceği-
Somut olayda şikayetçi H.'nin icra kefili sıfatı ile takip dosyası borçlusu olduğu ve onun yönünde yapılan son işlem tarihinden şikayet tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediğinin görüldüğü, o halde, mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlu (icra kefili) H.'nin zamanaşımı şikayetinin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin istemin İİK'nun 71/2.ve 33/a maddelerine dayanması halinde,bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesinin gerekmediği-
İcra dairesindeki kefaletlerin, ilam mahiyetini haiz belgelerden olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi oldukları, icra kefaleti kambiyo senedinden ayrı bir taahhüdü içerdiğinden 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, icra kefili yönünden yapılan son işlem tarihi dikkate alındığında zamanaşımının gerçekleşmediğinin görüldüğü, zamanaşımı şikayetinin reddinin gerekeceği-
Takip dayanağı ilam tazminata ilişkin olup 6183 Sayılı Kanununun 102.maddesinin uygulanmayacağı, ilamın İİK.39.maddede düzenlenen zamanaşımı süresine tabi olacağı-
Aynı senet nedeniyle 03.11.2011 tarihinde başlatılan şikayet konusu takipte, her takip talebi ile zamanaşımı kesilip yeniden 10 yıllık zamanaşımı sürecinin başlayacağı-
Takip dayanağı senet 1581 sayılı Yasa’nın 12. maddesi gereğince ilam niteliğinde sayıldığı için zamanaşımı süresinin İİK.nun 39. maddesinde belirlenen ilam zamanaşımı süresi olan 10 yıl olduğu, borçlu alacağın takipten önce zamanaşımına uğradığı iddiasını icra emri tebliğinden itibaren yukarıda yazılı yasal düzenleme gereğince yedi günlük sürede getirmediği, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde ise dosyanın 10 yıldan fazla işlemsiz bırakılmadığı, bu durumda mahkemece yukarıda zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Ayni hakka dayalı olarak alınan taşınmaza müdahalenin önlenmesi ilamlarının İİK 39/1 maddesindeki on yıllık zamanaşımı süresine tabi olamayacağı-
Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile, ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine, Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı-