Ölünceye kadar bakma akti yapıldığı tarihinde murisin 78 yaşında olduğu, davalının murisle birlikte yaşayıp onunla ilgilendiği, ihtiyaçlarını karşıladığı, bu durumda temlikte gerçek amacın mal kaçırmak olmayıp, gerçekten bakılmak olduğu, murisin ölünceye kadar bakım koşulu ile taşınmazı temlik ettikten sonra ölene kadar bakılmadığı iddiası ile bir dava açmadığı, dolayısı ile temlikin muvazaalı olmadığı sonucuna varıldığı-Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı trafik sicil kaydının iptali ve tescil isteğinde bulunulması mümkün olmadığı- Davalıya ölünceye kadar bakma aktiyle devredilen bağımsız bölüm yönünden davanın reddine karar verilmesi, diğer davalıya temlik edilen traktör bakımından öncelikle muris tarafından yapılan temlike ilişkin dayanak belgelerin temini ile TBK.'nun 19. maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi,  diğer parsel bakımından da davalının denkleştirme savunmasında bulunduğu gözetilerek mirasbırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır- taşınmaz mallar ve hakların araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi, her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınması, böylece murisin aşırıya kaçmayan, makul ölçülerde ve kabul edilebilir bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil, davalılar-karşı davacılar vekili tarafından davacılar aleyhine 28.12.2012 gününde verilen dilekçe ile davanın reddi mümkün olmaz ise saklı payı aşan temlikin terkini-
Davacının, kendilerini dede torun gösterip hileye düşürek ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaptığı ve ayrıca davalının bakım borcunu yerine getirmediği gibi kendisini öldürmeye teşebbüs ettiğini de öne sürerek sözleşmenin feshi ile tapu kaydının iptali ve adına tesciline karar verilmesini istediği; davalı ise taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, bir müddet sonra davacının davranışlarının değiştiğini, "nasıl olsa herkes bizi evli biliyor ona göre davranalım" şeklindeki baskılar üzerine davacıya bakmayı bıraktığını belirtmiş olup, davacının iddiası sabit görülerek davanın kabulü üzerine, davalının temyiz talebinin yerinde olmadığı-
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerektiği-
Temlik konusu tasarrufun sağlararası bir tasarruf olduğu, tasarruf tarihi ile mirasbırakanın ölüm tarihi arasında bir yıldan fazla bir süre geçmesine göre, mirasbırakanın yaptığı tasarrufun mutlak tenkise tâbi tasarruflardan olmadığı- Mirasbırakanın yaptığı tasarrufun yani ölünceye kadar bakma akdinin saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacı ile yaptığını davacı tarafın TMK'nın 6. ve 6100 sayılı HMK'nın 190.maddesine göre ispat etmesi gerekeceği, dinlenilen davacı tanıklarının mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacı ile temlikte bulunduğu konusunda beyanda bulunmamalarına ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılması için sözleşme anında temlikte bulunanın bakıma muhtaç olmasının şart olmamasına ve ekonomik durumunun bozuk olmasına göre mirasbırakanların saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacı ile temlikte bulunduğu kanıtlanamadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ölünceye kadar bakma akitlerinin de muvazaa ile illetli olduğunun her zaman ileri sürülebileceği- Muvazaanın, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabileceği. böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanması olduğu, şayet bakım alacaklısının bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise) bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemeyeceği; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılacağı- Murisin, bakım temin etmek için değil de mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla sözleşme yaptığının, HMK. 190 ve TMK. 6 uyarınca davacılar tarafından kanıtlanması gerektiği-
Ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, davalının mirasçılarına dava dilekçesinin tebliğ edilerek savunma ve delillerinin toplanmasıyla bir karar verilmesi gerekirken, hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek  karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
murisin temlik tarihinde 70 yaşında olduğu, akciğer, prostat ve şeker hastalığının bulunduğundan, tüm bakımının davalı tarafından yapılıp sık sık davalı oğlu tarafından tedavi için başka bir şehre götürülüp, diğer çocuklarının arada sırada ziyaretle yetinip miras bırakanın bu bakımdan çok memnun olup tanıklar huzurunda “..A.’in bana çok emeği geçti, bu emeğinin karşılığında ona bir şeyler vermek istiyorum” şeklinde beyanda bulunduğundan temlikte amacın mal kaçırmak olmayıp, gerçekten bakılmak olup murisin ölünceye kadar bakım koşulu ile taşınmazı temlik ettikten sonra ölene kadar bakılmadığı iddiası ile bir dava açmadığından temlikin muvazaalı olduğu-
Ölünceye kadar bakma akdinin ve bakma akdine konu tapunun iptali isteğine ilişkin davada sadece ölünceye kadar bakma akdinin iptali yoluyla tapu iptali istenilip tescil istenilmediğinden davacı tarafa tescil davası açması için olanak tanınıp açılması halinde eldeki dava ile birleştirilerek ondan sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği-