Temliklerin satış suretiyle yapıldığı ve ölünceye kadar bakım akdinin varlığı ispatlanamadığından; hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerektiği-
COVİD-19 salgını sebebiyle ve Cumhurbaşkanı kararı ile tüm adli süreler durdurulduğundan davalı vekilinin temyiz talebinin süresinde olduğunun kabulü ile, bölge adliye mahkemesinin kararının bozularak kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği- Anlaşmalı boşanmaya karar verilirken, protokolün (anlaşma) tasdiki hükmü yanında, protokol hükümlerinin de hüküm fıkrasına geçirilmesi gerektiği-
Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesinin, ,vazlı sözleşme türlerinden olduğu, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunmasının zorunlu olmadığı, bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunmasının da sözleşmenin geçerliliğini etkilemeyeceği-
Bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunu değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemeyeceği; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılacağı-
Davacıların anneleri olan mirasbırakanın kızlarının öldükleri ve mirasbırakanın ölümünden sonra geçen sürede muvazaa iddiasına dayanarak dava açmadıkları, davalı tanığı olarak dinlenen ve davanın kabulü halinde çekişmeli taşınmazlarda hak sahibi olabilecek dava dışı mirasçının beyanlarından (30.09.1986 tarihli) temlikin gerçek satış olduğu anlaşılmakla, ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edilen taşınmazlar yönünden ise mirasbırakanın sağlığında bakım borcunun yerine getirilmediği iddiası ile dava açmadığı ve terekesinde toplam 24 parça taşınmaz kaldığı gözetildiğinde ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edilen taşınmazların makul karşılanabilecek ölçüde olduğu sonucuna varılacağı ve davacıların muvazaa iddiasının kanıtlandığının kabul edilemeyeceği- Asli müdahalede dava edilen müddeabih esas olup, anılan müddeabihin dışına çıkılarak dava konusu edilmeyen hususta asli müdahale yoluyla hak talebinde bulunulamayacağı- Davacıların miras paylarına yönelik olarak açtıkları eldeki davada, asli müdahilin kendi payına yönelik isteminin kabul görmeyeceği, usul hukukumuzda davaya dahil diye bir müessese bulunmadığı, bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilemeyeceği-
Davalıya güvenen davacının, davaya konu 24 parça taşınmazını ölünceye kadar bakma akti ile davalıya devrettiği, ne var ki; taşınmazın tapuda devri sağlandıktan sonra davalının, davacı ve eşine karşı olumlu davranışları değişmiş olup, davacı ve eşiyle artık ilgilenmediği, davacının bu şekilde iradesi yanıltılarak hileye düşmesinin sağlandığı- Davacının, temlikten sonra kendisine ve eşine bakılmaması üzerine hileye düşürüldüğünü anladığı, resmi akit esnasında aldatıldığını bilmesine olanak olmadığı gibi, bu durumu bilmesinin hayatın olağan akışına da ters olduğu- Kendisine ve eşine bakılmayacağını bilse idi zaten temlik işlemini yapmayacağı kuşkusuz olup, bakıp gözetileceğine inandırılarak temlik yapılmasını sağlama hâlinin hile olarak kabul edilmesinin gerektiği- Hâl böyle olunca; davalı adına kayıtlı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi, yargılama sırasında davalı tarafından 3. kişilere temlik yapıldığının saptanmasını halinde ise HMK'nun 125. maddesi gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, ecrimisil istekleri- Mirasbırakana ait veraset ilamının ibrazının sağlanması, çekişme konusu taşınmazların devirlerine ilişkin akit tablolarının ve tüm devirleri gösterir şekilde tedavüllü tapu kayıtlarının merciinden getirtilmesi, mirasbırakanın temlik tarihinde terekesindeki mal varlığının tespit edilmesi, tasarrufun iptali dava dosyasının mahkemesinden temini ile dosyaya sunulan "miras hakkından feragat" başlıklı belgenin anılan dosyaki deliller ışığında değerlendirilmesi, tarafların bildirdikleri tanıkların dinlenilmesi ve dayandıkları diğer delillerin toplanması ve deliller değerlendirilip miras bırakanın gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermiyecek şekilde saptandıktan sonra bir karar verilmesi gerektiği-
1. HD. 24.06.2019 T. E: 2016/11048, K: 4055-
Mahkeme kararı ile temlikin, (İİK. mad. 277. vd. uyarınca) alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı saptanması halinde, muris muvazaasından söz edilemeyeceği-
Miras bırakanın oldukça ileri yaşta olması nedeniyle temlik tarihi itibariyle bakım ihtiyacı içerisinde bulunmakta ise de kendisine tüm çocukları tarafından sırasıyla bakıldığı, murisin özellikle bir parça taşınmazını devretmek suretiyle bakımını sağlayabileceği yerde, tüm mal varlığının yarısına yakın olan değerli üç parça taşınmazını davalıya temlik ettiği gözetildiğinde devirdeki asıl amacın bakım sağlamak değil mirasçılardan mal kaçırmak olduğu ve temlikin muvazaa ile illetli olduğundan iptali gerektiği-