Tacir olan kiracı borçlu hakkında muacceliyet koşulunun geçerli olduğu, borçlunun itirazında, kira akdini ve imzasını açık ve kesin olarak reddetmediği, kira akdi yapılması için malik sıfatına ihtiyaç duyulmayacağı, kiracı borçlunun dava konusu kirayı tamamen ödediğini ispat edemediği, temerrüde düştüğü gerekçesi ile hüküm kurmaya elverişli kök rapordaki hesaplamaya itibar edilerek davanın kabulüne, itirazın kaldırılmasına, takibin devamına karar verilmesi gerektiği-
TBK.'nin 583. maddesi hükümlerine göre kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe kefaletin geçerli olmayacağı- Kira sözleşmesinin Özel Şartlar başlıklı bölümünün 19. maddesinde ''Bir kira ödenmediği takdirde gelecek kiraların muaccel olacağı"nın kararlaştırıldığı, bu durumda bu hükmün uygulanabilmesi için mahkemece kiracının tacir olup olmadığı araştırılarak tacir olması halinde hakkında TBK.'nin 346. maddesinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanamayacağının gözetilmesi, tacir olmadığının anlaşılması halinde ise yeni yasal düzenleme karşısında muacceliyet koşulunun davalı kiracı yönünden geçersiz hale geldiği kabul edilerek değerlendirme yapılmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında 24.08.2012 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi imzalanmış, kira sözleşmesi ile taşınmazın aylık kira bedelinin davalı tarafından her ayın yirmibeşinci günü davacı kiraya verenin banka hesabına yatırılacağı kararlaştırılmış, davalının 2013 yılının Haziran ve Temmuz ayları kira bedellerini ödememesi üzerine, davacı tarafından Haziran ayına ait kira bedeli için 10.07.2013 tarihinde ihtarname, Temmuz ayına ait kira bedeli için ise 02.08.2013 tarihinde ihtarname keşide edilmiş ve davalının, Haziran ayının kira bedelini 14.08.2013 tarihinde, Temmuz ayının kira bedelini ise 26.08.2013 tarihinde ödediği anlaşılmakta olup kiracının, kira bedellerini sözleşmede kararlaştırılan sürede ödemediği, kendisine iki haklı ihtar keşide edilmesine sebebiyet verdiği görüldüğünden iki haklı ihtar nedeniyle kiracının kiralanandan tahliyesine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
Alacaklı tarafından başlatılan tahliye talepli ilamsız icra takibinde, takip talebinde gecikme cezasının tahsilinin istenip istenmediği, buradan varılacak sonuca göre icra mahkemesince gecikme cezası yönünden itirazın kaldırılmasının gerekip gerekmediği- Bozma kararı kapsamı dışında kalan tahliye isteminin reddine ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği ve direnmeye konu edilen gecikme cezası miktarı temyiz edilebilirlik sınırı altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna gidilmesinin miktar itibariyle mümkün olmadığı-
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.09.2013 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, kira bedellerinin vadesinden sonraki 5 gün içerisinde ödenmemesi durumunda kira bedellerinin tamamının muaccel olacağı, önceki aylara ait kira bedelleri ödenmediğinden kira sözleşmesindeki muacceliyet şartı gereğince alacaklının 2015 yılının Ağustos ayına ait kira bedelini de talep edebileceği, 015 yılı Ağustos ayı kira bedeli yönünden de bir değerlendirme yapılarak alacak miktarı tespit edilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalının tacir olması durumunda muacceliyet şartının geçerli olacağı ve kira alacağının buna göre hesaplanacağı gözetilerek mahkemece, davalının Ticaret Sicili ve Odasında kaydının bulunup bulunmadığı, Vergi Dairesi veya Mal Müdürlüğünden bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı hususları sorulup gerektiğinde davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olup olmadığının araştırılması gerektiği-
Kiracının anahtar teslimini yazılı delille kanıtlayamaması durumunda, dava konusu kiralananın bir başka şahsa yeniden kiraya verildiği tarihin tahliye tarihi olarak kabulü ile davacı-kiracının bu tarihe kadar olan kira bedelinden sorumluluğunun devam edeceğinin gözetilmesi gerektiği-
Kira sözleşmesinde muacceliyet koşulunun davalı kiracının sıfatı ve kiralananın niteliğine göre değerlendirileceği- Mahkemece, kira ödemelerinin yapıldığı kiraya verene ait hesap ekstresinin, sözleşmenin başlangıç tarihinden itibaren ödemeleri gösterir şekilde getirtilip incelenerek, sonucuna göre ilişkin ödenmeyen kira artış farkı ve eksik ödenen kira alacağı bulunup bulunmadığının tespiti gerekeceği-
Mahkemece kira bedellerinin ödendiği banka hesap özeti dosya arasına alındıktan sonra takibe konu döneme ilişkin ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal ödeme süresi içerisinde yapılan ödeme olup olmadığı bilirkişi incelemesi ile değerlendirilmesi gerektiği- Mahkemece, TTK.'da açıklanan hususlar kendiliğinden göz önünde bulundurularak ve bu hususların tespiti için gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle davalının tacir olup olmadığı hususu araştırılıp, davalının tacir olması durumunda sözleşmedeki faiz şartının geçerli olacağı gözetilerek faiz alacağının buna göre hesaplanması gerektiği-
Tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerektiği, davalı adına çıkartılan isticvap davetiyesinin Tebligat Kanunun 21/2 maddesine göre yapıldığına dair tebligata şerh verillmişse de, tebligat parçası incelendiğinde, komşunun ad ve soyadının söz konu tebligat parçasında yer almadığı anlaşıldığından, isticvap davetiyesinin usulsüz olduğu- 01.04.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde, TBK. mad. 344/1 ve 2 gereğince bu sözleşmede belirlenen aylık 265 TL’lik kira bedelinin yıllık ÜFE oranında arttırılması gerektiğinin de gözetilmesi gerektiği- Mahkemece, davalıya çıkartılan isticvap davetiyesinin usulsüz olduğu görüldüğünen, davalı tarafa usulüne uygun isticvap davetiyesinin sağlanması, taraflar arasındaki kira ilişkisi çerçevesinde gerekli beyanlarının alınması, kira sözleşmesinde belirlenen aylık 265 TL’lik kira bedelinin de 12 aylık ortalama ÜFE oranında artırılması gerektiği de gözetilmek suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi gerektiği-