Ulusal bayram genel tatil ücretinin ispatında, yazılı delilin bulunduğu durumda tanık delili ile sonuca gidilemeyeceği-Fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücret alacağının belirsiz alacak davasına konu edilebilmesinin mümkün olduğu- Belirsiz alacak davasında zamanaşımı süresi dava açılmakla kesildiğinden, ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının dikkate alınamayacağı-
Haftalık 45 saati aşmayan dönem içindeki çalışmalar için de prim elde edilebilmesi mümkün olup, sözü edilen primlerin fazla çalışma ücretinden mahsubunun doğru olmayacağı, prim, ücretin eki hatta bazen kendisi olabildiği halde, fazla çalışma ücreti genel anlamda ücretten farklıdır, bu iki ödemenin farklı nitelikte olduğu göz önüne alınmadan, işçiye ödenen prim miktarının fazla çalışma ücreti ile karşılaştırılması suretiyle sonuca gidilmesi yerinde değildir- İşçiye, garanti ücrete ilaveten, bahşiş, parça başına, satışa, sefer başına ya da kilometreye bağlı olarak prim ödemesi usulünün öngörüldüğü çalışma biçimlerinde, fazla çalışma ücretinin hesaplamasında, temel ücretin, garanti ücret kısmı ile prim kısmı birbirinden ayrılarak; prim üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücretinde sadece zam nispeti üzerinden (0,5 çarpanıyla) ; garanti ücret üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücreti kısmında ise (1,5 çarpanıyla) hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği-
İşçinin ilk hafta toplam 52.5 saat çalıştığı bu nedenle ilk hafta için fazla mesai süresinin 4.5 saat olduğu, ikinci hafta için 9 saatlik fazla mesai yaptığı, bunun 3 saatinin maktu ücret içinden ödendiğinden ödenmesi gereken fazla mesainin 6 saat olduğu- Üçüncü haftadaki fazla mesai çalışması sadece gece çalışmasından kaynaklı olduğundan fazla mesai ücretinin zamsız kısmının maktu ücret içinde ödendiği kabul edilerek üçüncü hafta için yapılacak olan fazla mesai ücreti hesabı sadece zamlı ödenmesi gereken kısmın 0.50 katsayı ile hesaplanması gerektiği-
Mahkemece asıl davada, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının %5 fazlalıkları hüküm altına alındığı ve bu alacak kalemleri bozma kapsamı dışında kaldığı ve bu alacak kalemlerinin bozma kapsamı dışında kaldığı ve Anayasa Mahkemesi’nin 19.09.2019 tarihli ve 2019/48 E., 2019/74 K. sayılı iptal kararı ile de söz konusu %5 fazlalıklarının dayanağı olan norm iptal edildiği anlaşılmakla; o halde Anayasa Mahkemesi’nce itiraz üzerine verilen bu iptal kararı Resmî Gazete’de yayımlanmakla sonuç doğurduğundan ve bu durum ise bozma kararına uyulmakla meydana gelen "usulî müktesep hak"kın istisnası olduğundan iptal kararının temyiz aşamasında gözetilerek uyuşmazlığa tatbikînin sağlanması gerektiği-
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtlarının, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgelerin, iş yeri iç yazışmalarının, delil niteliğinde olduğu, ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği- İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatının her türlü delille söz konusu olabileceği-
Fazla çalışma alacağının, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir konu olduğu- Tarafların uhdesinde bulunan ancak ibraz edilmeyen delillerin mahkemece re'sen getirtilmesinin, "taraflarca hazırlama ilkesine" (HMK. mad. 25) aykırı olacağı- Uyuşmazlık konusu fazla çalışma alacağının davacı tanık beyanlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmasının isabetli olduğu-
Fazla çalışma ücretinden karineye dayalı makul indirime gidilmesi sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği- Talep artırımının, ancak tahsil amaçlı belirsiz alacak davasında mümkün olduğu- Tespit içeren belirsiz alacak davasının, artırım dilekçesi ile değil, ıslah sureti ile tahsil istemine dönüşebileceği- Mahkemenin ilk kararının davacının temyizi üzerine Dairemiz tarafından bozulması ve bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekilinin HMK’nun 107. maddesinden bahsederek talep artırım dilekçesi vermişse de davacı vekilinin bu ikinci dilekçesinin de niteliği itibarı ile tahsil amaçlı belirsiz alacak davasında uygulama yeri olan “tamamlama dilekçesi” olmayıp, talep edilen miktarların artırılmasına yönelik “ıslah” dilekçesi olduğu- Aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği- Davacı bozmadan önce bir kısım taleplerini artırmıştır, bozmadan sonra ise daha önceki ıslahla artırılmayan fazla mesai alacak talebini niteliği itibariyle ıslah olan ikinci ıslah dilekçesiyle artırmış, yani, davacı bozma ilamı öncesi ve sonrasında olmak üzere davada toplam iki kez ıslah yoluna başvurmuş olup hem HMK. mad. 176/2 uyarınca ‘‘aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceğinden’’hem de bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından, bozma sonrasında yapılan ıslaha değer verilerek karar verilmesinin hatalı olduğu-
45 saati aşan fazla mesai için hesabın 1,5 katsayısı ile yapılması gerektiği-
Davacı tarafından açılan dava, belirsiz alacak davası türlerinden kısmi eda, külli tespit davası niteliğinde olduğundan, ücret, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ıslahla arttırılan miktarlarına talep artırım ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, alacakların tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalı olup bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Üst düzey yönetici olan akaryakıt istasyon müdürünün, fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı-