Davacının birden fazla talebini aynı dava dilekçesiyle belirsiz alacak davası açarak ileri sürdüğü şüphesiz olup, her ne kadar yargılama safhasında ibraz edilen dilekçeyle izin alacağının kısmî dava olarak ıslah edildiği beyan edilmiş ise de; davanın niteliğinin kısmî ıslah yoluyla değiştirilemeyeceği, davacının bu yöndeki usulî işleminin sonuca etkili olmadığı- Yıllık izin ücreti belirsiz alacak davasının konusunu oluşturmayacağından, bu talebe yönelik davanın hukukî yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektği- Dava konusu fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, bilahare bedelinin artırıldığı, bu durumda; belirsiz alacak davasının konusunu oluşturan fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti yönünden alacakların tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken dava ve artırım tarihine göre faiz yürütülmesinin isabetsiz olduğu-
Davacı işçinin gösterdiği tanığının, aynı işverene karşı açmış olduğu kesinleşmiş davadan bahisle tanıklık beyanına değer verilmemesinin isabetli olmadığı- Davacının tanığı, davacının iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte çalışmakta olup işyerindeki çalışma ve dinlenme sürelerini bilebilecek durumda olduğundan, dosyadaki delil durumlarına göre işçilik alacaklarına ilişkin hesaplaması yapılması ve takdiri indirim hususu da yeniden değerlendirilerek isteklerle ilgili bir karar verilmesi gerektiği-
İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçinin, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı, bununla birlikte; üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilememesi nedeniyle, yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkının doğacağı, o halde; üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin araştırılması gerektiği, buna göre; işyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, üst düzey yöneticinin, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği-
İşçinin imzasını taşıyan bordronun sahteliği ispatlanıncaya kadar kesin delil niteliğinde olduğu, bu nedenle bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiğinin varsayılacağı- Fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği- İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesinin mümkün olmadığ, ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatının her türlü delille yapılabileceği-
Prim ücretinin işverenin istek ve değerlendirmesine bağlı olabileceği gibi, sözleşme gereği olarak da verilebileceği- Genel olarak pazarlamacılık sureti ile satışlarda çalışanların ücret yanında satış bedelinden belirli oranda prim(komisyon) aldıklarının da bilinen bir olgu olduğu- İşçinin,fazla mesai yapsın yapmasın,prim ödemesi var ise buna hak kazanacağı- Ödenen prim alacağının fazla mesai ücretinden mahsubuna gidilemeyeceği- İster gezerek, isterse işyerinde çalışsın satış temsilcisi mesaisi arttıkça prim alacağı artacağından, bir anlamda yüzde usulü ile çalışması sözkonusu olduğundan, fazla çalışma ücretinin yüzde usulünde olduğu gibi sadece zamlı kısmının (% 50) hesaplanması gerektiği-
İmzalı ücret bordrolarından fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatının her türlü delille yapılabileceği- Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı- Fazla çalışmaların yazılı delil yerine tanık beynlarına dayalı olarak hesaplanması halinde makul indirim yapılacağı, fazla çalışma ücretinden karineye dayalı makul indirime gidilmesi sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği-
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu ve işçinin imzasını taşıyan bordronun sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olduğu (bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılacağı)- Fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların,tanık beyanları ile sonuca gidileceği- İmzalı ücret bordrolarından fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesinin mümkün olmadığı- Davacının fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunan aylar yönünden ücret bordroları ile puantaj kayıtlarındaki imzalara baştan beri itiraz etmesi halinde imzaların davacıya gösterilerek, gerektiğinde imza incelemesi yaptırılarak, imzanın davacıya ait olup olmadığı belirlendikten sonra davacı tarafından imzalandığının sabit olması halinde bu aylar dışlanmak suretiyle fazla çalışma ücretinin hesaplanması gerektiği-
Davaların yığılmasında ıslah- Fazla mesai alacağının hesabında, davacı tanıklarının davalı iş yerinde çalıştıkları sürelerin tespiti için SGK kayıtlarının celbi ile gelen cevaba göre davacının fazla mesai ücreti alacağının tanıklarının bildirilen dönemleri ile sınırlı olarak değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği- Fazla mesai çalışması tanık beyanlarına göre değerlendirildiğinden takdiri indirim yapılması ancak bu indirimin de hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirim de olmaması gerekeceği- Satış temsilcisi olarak görev yapan davacının satışa bağlı olarak prim aldığının anlaşıldığı, işyerinde fazla çalıştıkça satış da fazla olacağından davacının fazla çalışma ücretinin zamsız kısmını prim ile aldığı kabul edilerek hesabın %150 zamlı ücret yerine %50 zam kısmına göre hesaplanması gerekirken, ödenen primler ile fazla çalışma tutarı karşılaştırılmak suretiyle ödenen primlerin fazla çalışma ücretinden mahsup edilip bakiyesine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
İşçinin imzasını taşıyan bordronun sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olduğu- Çalışma düzenin ispatı konusunda işyeri kayıtlarının, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgelerin, işyeri iç yazışmalarının delil niteliğine haiz olduğu- Çalışma düzeninin yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği- İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatili ve hafta tatili ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha çalışma yaptığının ileri sürülmesinin mümkün olmadığı- Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatili ile hafta tatili alacaklarının yazılı delil ya da tanıkla ispatının imkan dahilinde olduğu- İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemeyeceği-
Gece çalışılan haftada haftalık 15 saat fazla çalışma süresinin bulunduğu, her iki vardiyanın ortalamasının 11,25 saat fazla çalışma süresine tekabül ettiği, bu nedenle bu miktar çalışmanın 1,50 ücret katsayısı ile çarpılarak hesaplama yapılması gerektiği-