Davacının haftanın altı günü, 08:00-23:00 saatleri arasında bir buçuk saat ara dinlenmesi ile haftalık 36 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplanan miktarlara ½ oranında karineye dayalı indirim yapılarak belirlenen fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alındığı eldeki davada, aynı işyerinde aynı işte çalışan işçilerin farklı saatlerde çalışma yapamayacağı ve uygulamada birliğin sağlanması gerektiğinden bahisle davacının haftanın altı günü 07:00-19:00 saatleri arasında bir buçuk saat ara dinlenmesi ile haftalık on sekiz saat fazla çalışma yaptığının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı- Davalı işverenin üstlendiği yol yapımı işinin niteliği itibariyle farklı görevdeki işçilerin aynı anda bir arada çalışmasını gerektirdiği, asfaltın yayılıp sıkıştırılması görevi olan finişher operatörü davacının, diğer işçiler olmaksızın tek başına çalışmasının mümkün olmadığı, birlikte çalışma zorunluluğu olan bu çalışma sisteminde davacı işçinin, davacıyla aynı tarihte aynı iddia ve vakıalara dayanarak dava açan işçilerin dosyalarında haftada on sekiz saat fazla çalışma yaptığı kabul edilirken, bu işçilerle birlikte çalışan davacının haftada otuz altı saat fazla çalışma yaptığına dair kabulün doğru olmayacağı-
Davalı işverene ait ticari takside şoför olarak çalışan iki kişiden birisi olan davacının aylık sabit bir tutarı işverene ödemesi karşılığında hasılata bağlı olarak değişen günlük ücret ile çalıştığı, bu çalışma sisteminde işçi olan şoför tarafından işverene aylık sabit bir ödeme yapılmakla birlikte, işçinin günlük sabit bir ücreti söz konusu olmayıp, ücretin günlük hasılata bağlı olarak değiştiği- İşveren aylık sabit bir tutar ile gelirini garanti altına almakta ise de, asgari ücret düzeyi saklı kalmak kaydıyla işçinin ücret düzeyi bakımından sabit bir alt sınır bulunmadığı, ayrıca, hasılata bağlı günlük yevmiyeli olarak çalışan işçilerin haftalık kırk beş saatten fazla çalışsa dahi fazla çalışma ücretine hak kazanmayacağına ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı- Bu itibarla, yapılan işin niteliği ve tanık beyanları dikkate alındığında, davacının fazla çalışma yaptığı anlaşıldığından, davacının haftalık kaç saat fazla çalışma yaptığının belirlenmesi, daha sonra fazla çalışma ücretinin sadece yüzde elli zamlı kısmının hesaplanması ve hesaplanan miktardan da karineye dayalı makul oranda indirim yapılarak karar verilmesi gerektiği-
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin kural olarak bu iddiasını ispat etmek zorunda olduğu- Fiili bir olgu söz konusu olduğundan kural olarak işçinin, fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebileceği; fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmalarının delil niteliğinde olduğu; ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekeceği- Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz ise de aynı işveren aleyhine dava açan kişiler davacı tanığı olarak dinlenmiş ise bu işçilerin tanıklıklarına kural olarak itibar edilmemesi; birbirlerine tanıklık eden kişilerin beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması ile bu tanıkların beyanlarının diğer yan delillerle birlikte değerlendirilerek, sonuca gidilmesi gerekeceği- Tanık beyanları, yapılan işin niteliği, işyerinin özelliği dikkate alındığında, mahkemece sezon döneminde çalışmanın saat 22:00’ye kadar sürdüğünün ve 4,5 saat daha ilave fazla çalışma yapıldığının kabul edilmesinin isabetli olduğu-
Davacının birden fazla talebini aynı dava dilekçesiyle belirsiz alacak davası açarak ileri sürdüğü şüphesiz olup, her ne kadar yargılama safhasında ibraz edilen dilekçeyle izin alacağının kısmî dava olarak ıslah edildiği beyan edilmiş ise de; davanın niteliğinin kısmî ıslah yoluyla değiştirilemeyeceği, davacının bu yöndeki usulî işleminin sonuca etkili olmadığı- Yıllık izin ücreti belirsiz alacak davasının konusunu oluşturmayacağından, bu talebe yönelik davanın hukukî yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektği- Dava konusu fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, bilahare bedelinin artırıldığı, bu durumda; belirsiz alacak davasının konusunu oluşturan fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti yönünden alacakların tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken dava ve artırım tarihine göre faiz yürütülmesinin isabetsiz olduğu-
Davacı işçinin gösterdiği tanığının, aynı işverene karşı açmış olduğu kesinleşmiş davadan bahisle tanıklık beyanına değer verilmemesinin isabetli olmadığı- Davacının tanığı, davacının iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte çalışmakta olup işyerindeki çalışma ve dinlenme sürelerini bilebilecek durumda olduğundan, dosyadaki delil durumlarına göre işçilik alacaklarına ilişkin hesaplaması yapılması ve takdiri indirim hususu da yeniden değerlendirilerek isteklerle ilgili bir karar verilmesi gerektiği-
İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçinin, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı, bununla birlikte; üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilememesi nedeniyle, yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkının doğacağı, o halde; üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin araştırılması gerektiği, buna göre; işyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, üst düzey yöneticinin, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği-
İşçinin imzasını taşıyan bordronun sahteliği ispatlanıncaya kadar kesin delil niteliğinde olduğu, bu nedenle bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiğinin varsayılacağı- Fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği- İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesinin mümkün olmadığ, ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatının her türlü delille yapılabileceği-
Prim ücretinin işverenin istek ve değerlendirmesine bağlı olabileceği gibi, sözleşme gereği olarak da verilebileceği- Genel olarak pazarlamacılık sureti ile satışlarda çalışanların ücret yanında satış bedelinden belirli oranda prim(komisyon) aldıklarının da bilinen bir olgu olduğu- İşçinin,fazla mesai yapsın yapmasın,prim ödemesi var ise buna hak kazanacağı- Ödenen prim alacağının fazla mesai ücretinden mahsubuna gidilemeyeceği- İster gezerek, isterse işyerinde çalışsın satış temsilcisi mesaisi arttıkça prim alacağı artacağından, bir anlamda yüzde usulü ile çalışması sözkonusu olduğundan, fazla çalışma ücretinin yüzde usulünde olduğu gibi sadece zamlı kısmının (% 50) hesaplanması gerektiği-
İmzalı ücret bordrolarından fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatının her türlü delille yapılabileceği- Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı- Fazla çalışmaların yazılı delil  yerine tanık beynlarına dayalı olarak hesaplanması halinde makul indirim yapılacağı, fazla çalışma ücretinden karineye dayalı makul indirime gidilmesi sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği- 
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu ve işçinin imzasını taşıyan bordronun sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olduğu (bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılacağı)- Fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların,tanık beyanları ile sonuca gidileceği- İmzalı ücret bordrolarından fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesinin mümkün olmadığı- Davacının fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunan aylar yönünden ücret bordroları ile puantaj kayıtlarındaki imzalara baştan beri itiraz etmesi halinde imzaların davacıya gösterilerek, gerektiğinde imza incelemesi yaptırılarak, imzanın davacıya ait olup olmadığı belirlendikten sonra davacı tarafından imzalandığının sabit olması halinde bu aylar dışlanmak suretiyle fazla çalışma ücretinin hesaplanması gerektiği-