............... tarihli 89/1 haciz ihbarnamesinin bila tebliğ işleminde tebligat mazbatasında; ''Tebligat üzerindeki adrese gidildi. Muhatabın taşındığını belirten ...........'ın sözlü beyanından anlaşılmış olup, Muhtarlık kayıtlarında kaydı bulunmadığı, Mahalle Muhtarı ............'ın imzalı beyanı olarak iade'' ibareleri yer almakta olup, tebliğ mazbatasında beyanı alınan .............'ın imzası alınmadığı gibi, imzadan imtina ettiğine dair de bir ibare olmadığı, bu hususun Tebligat Yönetmeliği'nin 30'ncu ve 31'nci maddelerine aykırı olduğu, bu bila tebliğ işlemine dayalı olarak 18.02.2019 tarihli Tebligat Kanunu md. 35/4'e göre yapılan 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin ve daha sonra çıkarılan 89/2 ve 89/3'e dair tebligatların da usulsüz olduğu, şirkete gönderilen 103 davetiyesinin tebliğ tarihinin 22.06.2019 ve yine şirkete gönderilen temlik muhtırasının tebliğ tarihinin de 22.06.2019 tarihi olduğu görülmekle, şikayetçi şirketin usulsüz tebliğe dayalı şikayet tarihi 19.06.2019 olduğu anlaşılmakla haciz borçlusu şirketin şikayet tarihinden önce hacizden haberdar olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir belge bulunmayıp, haczin öğrenilme tarihinin şikayet tarihi olarak kabulü gerekeceği, borçlunun muttali olduğu kabul edilen tarihten itibaren yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde şikayette bulunduğu anlaşılmakla, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin muttali olunan tarih (19.06.2019) olarak düzeltilmesine ve buna dayanarak yasal dayanağı kalmayan 89/2 ve 89/3 ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi yönündeki hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlu şirket tarafından ödeme emri tebliğ evrakının usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüşse de borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan adresine iki farklı tebligat çıktığı ve her iki tebligatın taşındı şerhi ile iade edilmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat çıkartılmasının hukuka uygun olduğu- Genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde borca ve yetkiye itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerekli olup icra mahkemesine yapılan itirazın sonuç doğurmayacağı, mahkemece bu konuda itirazın reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hatalı ise de istinaf edenin sıfatı dikkate alınarak bu durum kararın kaldırılması sebebi olarak değerlendirilemeyeceği, yine hacizlerin kaldırılması talebi hakkında da dosya durumu dikkate alınarak müdürlükçe karar verileceğinden mahkemece bu konuda verilen kararın isabetli olduğu-
Dosya içerisinde bulunan sicil kaydı örneğine göre borçlu şirketin ödeme emri tebliğ edildiği tarih itibari ile adresinin ''.................................'' olduğu, borçlu şirketin ............... tarihli genel kurul kararı ile ödeme emri tebliğ tarihinden sonra sicile kayıtlı adresini değiştirdiği, adres değişikliğinin 29.06.2020 tarihinde ilan edildiği, bu nedenle usulsüz tebligata yönelik şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesinin yasaya uygun olmadığı-
Borçlu adına “..............................” adresine çıkartılan satış ilanı tebligatının; "Adreste ............... Yemekçilik ikamet etmekte tanınmıyor” şerhi ile 01.12.2019 tarihinde iade edildiğinin görüldüğü, şikayetçi borçlu şirketin ticaret sicil adresine TK'nun 35. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bu adrese gönderilen tebligatın, adresin kapalı olması ya da muhatabın adresten taşınmış olması şerhi ile tebliğ edilemeden iade edilmesinin zorunlu olduğu, şikayete konu tebligat tarihinden önce, borçlu şirketin ticaret sicil adresine çıkarılıp tebliğ edilmeden iade edilen tebligatın; " tanınmıyor" şerhi ile iadesi usulsüz olup, bu tebligat esas alınarak TK'nun 35/4. maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılarak karar verildiğinden, kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Muhatap şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması geremediği ancak komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, aksi halde tebliğ işleminin usule aykırı olacağı-
Hizmet tespiti istem- Davalı şirketin tüzel kişiliğinin tümüyle ortadan kalktığından tasfiye memuru atanması hususunda davacıya önel verilerek atanacak tasfiye memuru davaya dahil edildikten ve sunulacak deliller toplandıktan sonra varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği-
Tasfiye halindeki şirkette, ödeme emrinin tasfiye memuruna tebliği gerektiği-
Davalı yüklenicinin bilinen adresine çıkartılan tebligatın bila tebliğ dönmesi üzerine adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi araştırılmadan doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligat usulsüz olduğu-
Şikayetçinin kendi maliki olduğu taşınmaz yönünden ihalenin feshi şikayetinde aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, geri kalan taşınmazların malikinin ise dava dışı asıl borçlu olduğundan diğer taşınmazlar yönünden aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı-