Taşınmaz ve taşınır yapı kiralarıyla ilgili belirsiz süreli kira sözleşmelerinde feshi ihbar süresinin TBK. mad.329 hükmüne göre belirleneceği; Kiralananın Konut ve Çatılı İşyerleri Kirasına tabi olması halinde ise; TBK'un 350. maddesine göre kira süresinin kendiliğinden bir yıl daha uzayacağı ve dava açma süresinin kira bitiminden itibaren bir aylık süreye tabi olacağı; bu durumda uyuşmazlığın çözümü için öncelikle kiralananın galip vasfının belirlenmesi ve kiralananın TBK'un genel hükümlerine mi, yoksa konut ve çatılı iş yeri kiralanmasına ilişkin hükümlerine mi tabi olduğu konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli rapor alınması ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Tahliye taahhüdü ve konut ihtiyacı nedeniyle tahliye istemine ilişkin davada; davacının 18.03.2015 tarihinde açtığı dava ile adi yazılı nitelikteki 20.05.2013 düzenleme ve 01.02.2015 tahliye tarihli tahliye taahhüdüne dayanılarak kiralananın tahliyesini istediği; ancak taahhüt edilen tarihi izleyen bir aylık süre geçtikten sonra tahliye taahhüdüne dayanılarak açılan davanın da süresinde olmadığı; bu durumda mahkemece, tahliye taahhüdüne ve ihtiyaç iddiasına dayanılarak açılan davanın her iki nedene dayalı olarak da süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı, malikin taşınmazlarından ihtiyaca konu işi yapmak için dava konusu taşınmazı tercih ettiği, ihtiyaçlının okuldan mezun olduğu, yüksek lisansın yapılacak işe engel olmayacağı ve ihtiyaç iddiasının tanık beyanları ile de kanıtlandığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İşyeri ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davalarında ihtiyaçlının kirada olması halinde ihtiyacın varlığının kabulü için ihtiyaçlının ya tahliye tehdidi altında bulunması veya kiralananın yapılacak iş için daha üstün nitelikte olması, en azından halen iş yapılan yerle eşdeğer nitelikte bulunması gerekeceği, eşdeğerlik durumu varsa mülkiyet hakkına üstünlük tanınması gerekeceği, bu iki halden birisinin varlığının ihtiyacın kabulü için yeterli olduğu, her iki halin birlikte olmasının gerekmeyeceği, tahliye tehdidinin varlığının davacı tarafından ileri sürülmemiş ise mahkemece kendiliğinden nazara alınamayacağı, oysa kiralananın halen iş yapılan yerden üstün olduğu ileri sürülmemiş olsa bile ihtiyaç iddiasının içinde bu husus da mevcut olduğundan mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılarak kıyaslama suretiyle bu hususun belirlenmesi gerekeceği-
İşyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada; düzenlenen bilirkişi raporunda kiralanan taşınmazın büro hizmetleri için elverişli durumda olduğu; davacıya ait diğer taşınmazların yapılacak işe uygun, boş taşınmazlar olduğu iddia edilip kanıtlanmadığı gibi diğer taşınmazların mesken niteliğinde bulunduğunun dosyaya sunulan tapu kayıtlarından anlaşıldığı; bunun yanısıra ihtiyaçlının şirket ortağı olmasının belli bir işi olduğunu göstermeyeceği; davacının dinlettiği tanık beyanı ile de ihtiyaç iddiasını kanıtladığı; bu durumda ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kabulü ile davalının tahliyesine karar vermek gerektiği-
Şartlar değişmediği ve özel nedenlerin varlığı iddia ve ispat edilmediği sürece, kira sözleşmesinde olağan rayice uygun olarak kararlaştırılan kira parasına, Üretici fiyat Endeksinin dört yıl için artırımı esas alınarak bulunacak kira parasının o dönemin hak ve nasafet kurallarına uygun ve aşırı olmayan bir kira parası olduğu ilke olarak kabul edilmesi ve ona göre uygulama yapılması gerekeceği, dört yıldan sonra ise, taşınmazın boş olarak yeniden kiralanması halinde getirebileceği kira parası bilirkişi marifetiyle belirlenerek, mahkemece bu miktar gözönünde bulundurulup hak ve nasafete uygun bir kira parası takdir edilmesi gerekeceği-
Davacı tarafça varlığı iddia edilen sözlü kira sözleşmesinde yıllık kira bedeli (aylık 200 TL den yıllık 2.400 TL) dikkate alındığında dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nun 200. maddesi (yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı H.U.M.K’nun 288.’nci maddesi) gereğince davacıların kira ilişkisinin varlığını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabileceği-
Davacı vekilinin dava dilekçesinde ikinci talep olarak kiralananda turizm ofisi yapılması için belediyenin bu taşınmaza ihtiyacı olduğunu bu yerin kamu yararına kullanılmasının planlandığını belirterek ihtiyaç nedeni ile tahliye talep ettiği ve dava dilekçesi ekinde delillerini bildirdiği; bu nedenle mahkemece dava konusu yerin kamu yararına tahsis edilmesi için encümen kararı bulunup bulunmadığının araştırılması, ihtiyaca ilişkin taraf delillerinin toplanması tanık ismi bildirilmiş ise dinlenilmesi ve varılacak sonuca göre iş yeri ihtiyacı nedeniyle tahliye konusunda bir karar verilmesi gerekeceği-
İktisap ve işyeri ihtiyacı nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada, davacının başka taşınmazı olmadığı ve ilçede bakkallık yaptığı yönündeki kayıtlarla yetinilerek hüküm kurulmuş olup yapılan incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı, dava dilekçesinde davacının halen kiracı olduğu işyeri ile ilgili, işyeri sahipleri tarafından davacıya boşaltması için baskı yapıldığı, davaya konu işyerine ihtiyacı olduğu belirtilmesine rağmen mahkemece tarafların gösterdiği deliller toplanmadan ihtiyaç iddiasına ilişkin tanık beyanları alınmadan hüküm kurulmuş, davaya konu yerin davacının halen kiracı olarak bulunduğu yere göre üstün vasfı da araştırılmadığı anlaşıldığından mahkemece tahliye tehdidi ve işyeri ihtiyacına ilişkin tüm delillerin toplanması, davaya konu yerle davacının halen kiracı olarak bulunduğu işyerinin mukayeseli keşfi de yapılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının halen annesi ile birlikte oturduğu ancak artık annesinden bağımsız ayrı bir evde yaşamak istemesinin tek başına konut ihtiyacının varlığını kabule yeterli olduğu, bağımsız bölümün uzunca bir süre davacının mülkiyetinde olmasına rağmen davacının bu güne kadar kiralananda oturmayı tercih etmemesinin, bundan sonra da oturma niyetinin bulunmadığı anlamına gelmeyeceği, bu bakımdan mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği-