Tenzilat ve vade konkordatosunun bir araya getirilmesinin karma (bileşik) konkordato olarak adlandırıldığı- Karma konkordato talep eden borçlunun borca batık olmadığı, ödeme gücü bulunduğu, tasdik edilen projenin faiz içermediği, projede hem üç ay ödemesiz dönem kararlaştırılması hem de ödemelerin beş yıl gibi uzun vadeye yayılması dikkate alındığında, konkordato talebinden sonra mühlet hükümlerinin sağladığı hukuki korumadan yararlanan borçlunun yeni bir süreden yararlandırılmasının yerinde olmadığı- Alacaklıları mağdur edecek ve konkordatonun amacı dışında finansman türü niteliğinde görülen projedeki teklifin borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı (İİK m. 305/1-b) ve neticede borca batık olmayan şirket hakkında talebin reddine karar verilmesi gerektiği-
"İhbar olunan hakim tarafından verilen tedbir nedeniyle alınan bononun yasal unsurları taşımadığı, mahkemenin bono lehtarı olarak gösterilmesinin mümkün olmadığı, bononun teminat olarak kabulünün ve aleyhine tedbir kararı verilen kişinin muhtemel zararlarını karşılayacak mahiyette olmadığı, bu şekilde teminat alınması hukuka aykırı ise de; hukuka aykırılığın 6100 Sayılı HMK'nun 46. maddesinde sayılan durumlardan olmadığı, yargılama faaliyetine ilişkin kasti olduğu iddia ve ispat edilemeyen hukuki bir hata olduğu- Konkordato aşamasında verilecek tedbir ve diğer geçici hukuki korumaları özel olarak düzenleyen İİK'nun 287. ve devamı maddelerinde teminat karşılığı tedbir verilmesi öngörülmediği gibi davacının uğradığını iddia ettiği zararın teminat alınıp-alınmamasından kaynaklanmadığı, tedbir kararı verilmesinden kaynaklandığının iddia edildiği, verilen tedbir kararında ise açık bir hukuka aykırılık bulunmadığı, hukuka aykırılığın teminat türü ve şekline ilişkin olduğu anlaşılmakla HMK'nun 46 uyarınca açılan tazminat davasının reddi gerektiği-
“Faizsiz ödeme” teklifinin tenzilat konkordatosu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği- Davacı şirketlerce 48 ay vade teklif edildiği halde, tasdik kararından itibaren ilave olarak 12 ay ödemesiz dönemin tayinin davacı şirketlerin borca batık olmadıkları da dikkate alındığında İİK’nın 305/1-b uyarınca teklifin borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartına aykırılık teşkil ettiği- Davacı şirketlerden birinin tasdik projesinin oylamasında, diğer davacı şirketin oy kullandığı, her ne kadar İİK’nın 302/4 maddesinde tahdidi olarak sayılan oy kullanamayacaklar arasında olmasa da, davacı şirketler arasındaki organik bağ birbirlerinden alacak ve borç yaratılması oldukça kolay olması ve bu şirketin kabul oyunun nisaba etkili olduğu gözetildiğinde, bu durumun dürüstlük ile bağdaşmayacağı-
Konkordato projesine itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmemeleri hâlinde tasdik duruşmasında yer alamayacağı- Konkordato projesine, alacaklılar toplantısının yapılmasından sonra iltihak süresi içerisinde itiraz edilmiş ise de, itiraz sebeplerini tasdik duruşmasından en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirilmediği anlaşıldığından tasdik kararını istinaf hakkı bulunmadığı- Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; “itiraz eden alacaklı” deyiminden sadece tasdik duruşmasından önce itirazlarını yazılı olarak bildirerek tasdik duruşmasına katılan alacaklıların kastedilmediği, alacaklılar toplantısında ya da yedi günlük iltihak süresi içinde “Ret” oyu veren alacaklıların da kararı istinaf edebileceği, konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklının kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklıların ise, tasdik kararının ilanından itibaren istinaf yoluna başvurabileceğinin düzenlendiği, alacaklılar yönünden kanun yoluna başvuru süresi ilandan itibaren başladığına göre, itiraz eden alacaklının tasdik duruşmasına katılma şartının aranmadığı, bu nedenlerle alacaklılar toplantısında ya da iltihak süresi içinde olumsuz oy kullanarak iradesini belli eden alacaklının kanun yoluna başvuru hakkının kabulünün gerektiği yönünde görüş ileri sürülmüş ise de, bu görüşün benimsenmediği-
Geçici mühlet kararı henüz dolmadan da ............... tarihinde borçlu şirket hakkında yeni bir ticari ve iktisadi bütünlük kararı verildiği, bu durumda dosyada mevcut tüm hacizler ticari ve iktisadi bütünlük kararı ile geçici mühlet içinde konan hacizler olup hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği- Davalı alacaklı tarafın ................. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ............. sayılı dosyasında ................ tarihli ek karar ile aynı konuda verilmiş bir karar varken yeniden karar verilemeyeceği iddialarının da yerinde olmadığı, dava ve şikayet konularının birbirinden farklı olduğu- Savunma hakkının kısıtlandığı ileri sürülmüş ise de davalı alacaklı vekilinin duruşmalara katıldığı, savunma hakkının kısıtlanmadığı- HMK'nın 326. maddesi gereği haksız çıkan taraf olarak alacaklı aleyhine yargılama giderine ve tarifede öngörülen vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin mahkeme kararında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisi mahkemeye çağrılarak dinlenmeden karar verilmesinin doğru görülmediği-
İcra ve İflas Kanunu’nun 292/son maddesi uyarınca konkordato talep eden şirket hakkında geçici mühlet kararının kaldırılması ile iflâs kararının verilmesinin gerektiği durumlarda konkordato talep eden borçlu şirketin duruşmaya davet edilerek dinlenmesi gerektiği-
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir...
Konkordato talebi üzerine kesin yetki dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi durumunda, mahkemece, HMK. m.20'de belirtilen sürede talep olması halinde, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi ve konkordatoya yönelik alınan tedbir kararlarının re'sen kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiği-
Mühlet kararından sonra komiserin izniyle akdedilmiş borçların adi konkordato hükümleri içerisinde konkordato şartlarına tabi olmayacağı- Alacaklı ile borçlu şirket arasında mühlet içerisinde komiser icazeti ile uygunluğuna karar verilen sözleşmeye dayalı takip konusu cari hesap sözleşmesinin takip yasağı kapsamına girmediği-