Konkordato başvurusunda bulunan şirketin banka hesaplarındaki blokenin kaldırılmasına ilişkin tedbir isteminin İİK. mad. 287/son maddesinde belirtilen tedbirlerden olmadığından istinaf incelemesine tabi olduğu- Yerel mahkemenin "..banka hesaplarına İİK.’nın 89/1.maddesi gereği haciz ihbarnamesine istinaden haciz konulması nedeniyle bu talebin takip hukukunu ilgilendirdiği, ... takyidat ve blokaj konulduğu belirtilmiş ise de kim tarafından konulduğu belirtilmemiş olup, eğer kamu tarafından konulan takyidat ve blokaj varsa kamunun bağlı bulunduğu idari birimden talep edilmesi gerektiği...", "geçici mühlet kararı verildiği ve geçici mühlet kararının sonuçları açıkça belirtildiği, kararın uygulanmasını sağlamanın konkordato talebinde bulunan şirkete ve talepte bulunulan ilgili kuruma ait olduğu, mahkemenin yerindelik denetim yetkisi bulunmadığından ve icra müdürlüğü işlemlerine karşı şikayet hakkı bulunduğu" gerekçesi ile talebin reddine karar vermesinin isabetli olduğu-
Konkordato talep edenin alacaklı olması halinde İİK. 286. maddesinde belirtilen belgelerin sunulması için borçluya süre verilebileceği- Borçlu tarafından konkordatonun talep edilmesi durumunda İİK. 286. maddesinde belirtilen belgelerin sunulması için bir süre verilmesine ilişkin düzenlemenin olmadığı-
Kesin mühlet verilebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşma imkanının bulunması gerektiğinden geçici komiser heyeti tarafından sunulan rapor ve tüm dosya kapsamı, müdahillerin itirazları dikkate alındığında, davacı tarafça ileri sürülen konkordatonun başarıya ulaşma imkanının bulunmadığı gibi, davacının borca batık olduğu anlaşılmakla, 7101 sayılı Yasa ile değişik 2004 sayılı İİK'nın 287/5 maddesi yollamasıyla 7101 sayılı Yasa ile değişik 2004 sayılı İİK'nın 292. maddesinin geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanacağı hükmü gözetildiğinde davacı şirketin kesin mühlet talebinin reddi ile iflasına karar vermek gerektiği-
Alacaklı tarafından, işçi alacağına dayalı olarak borçlu şirket aleyhine 08.05.2017 tarihinde genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibi itiraz edilmemesi üzerine kesinleşmiş olduğu, borçlu şirket hakkında ise 22.02.2017 tarihinde konkordato mühleti verildiği, takibe konu alacak, ilamla hüküm altına alınmamış ise de, borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmeyip, takibin kesinleştiği anlaşıldığından, anılan alacağın, İİK'nun 206. maddesinin birinci sırasında belirtilen işçi alacağı olduğunun kabulü gerekip, takibin durdurulmasına yönelik icra dairesi kararı ile bu işleme ilişkin şikayetin reddine ilişkin icra mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği-
Davanın her aşamasında -henüz taraf teşkili yapılmadan da tensip aşamasında- HMK. mad. 114 ve 115/2 uyarınca davanın usulden reddine karar verilebileceği- Haczin konkordato mehli içerisinde konulması nedeniyle geçersiz olduğu- Şikayette hasım gösterilmemesinin ya da eksik veya yanlış kişiye husumet tevcih edilmesinin talebin reddini gerektirmeyeceği- Bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunmayan alacaklının, sıra cetvelinin iptalini istemekte hukuki yararı olmadığı-
Cebri icra yoluyla yapılan takibin durması için konkordatonun tasdikinin kesinleşmesine gerek bulunmadığı, aksinin kabulünün konkordato kurumunu işlemez hale getireceği ancak İİK'nun 304. maddesinde öngörülen hacizlerin düşmesi için doğuracağı kesin sonuç bakımından, konkordatonun tasdikine ilişkin kararının kesinleşmesi gerekeceği-
Borçlunun itiraz ettiği alacakların "nizalı alacak" olarak işlem görmesi gerekeceği-
Konkordato külli bir tasfiye şekli olduğundan, tüm alacaklıları ilgilendiren biçimde karar verilmesi gerekeceği, icra mahkemesince konkordato mühletinin sadece bir veya birkaç alacaklı yönünden kaldırılamayacağı-
Konkordato komiserinin işlemlerine yönelik şikayetlerin icra mahkemesi tarafından inceleneceği-
Konkordato mühletinden önce başlamış olan takibin, mühletin bitmesinden sonra kaldığı yerden devam edeceği; alacaklının haciz", "muhafaza tedbiri" (ve satış) isteyebileceği