Konkordatonun temel amacı mali durumu bozulmuş borçlunun rehabilite edilerek yeniden iyileşmesine olanak sağlamak olduğu- Davacıya verilen geçici mühlet süresi içerisinde yapılan tespitlere göre şirketin mevcut işleyişi, beklentileri, konkordato projesinde öngörüleri nazara alındığında bu süreç içerisinde kaydadeğer bir ilerleme olmadığı, ortaklar tarafından piyasadaki çekler ödenmek suretiyle şirketten alacaklı durumuna geçildiği, piyasaya yüklü miktarda borcu bulunduğu, yurtdışında yapmayı planladıkları işlerle ilgili somut veriler bulunmadığı, projeksiyon döneminde faaliyetlerinden yaratılacağı bildirilen kaynakların gerçekleşebilirliği ticari hayat ve ülkenin ekonomik durumu nazara alındığında risk unsuru içerdiği, şirketin herhangi bir sermaye artışı öngörmediği, konkordato projesinin inandırıcı olmadığı kanaatine varıldığından, davanın reddine, şirket borca batık olmadığı için iflas kararı verilmesine yer olmadığına, bütün tedbirlerin kaldırılmasına karar verildiği-
Konkordato ön projesi yasa hükümlerindeki hususları ihtiva etmemekte olup, yasada tanımlanan şekli ile başarıya ulaşıp ulaşmayacağının denetimi ve tespiti de mümkün olamayacağından bu hali ile davacının konkordato geçici mühlet talebinin reddi gerektiği-
Davacı vekilinin konkordato talebinden feragat ettiklerini ve İİK'nun md. 292/1-d maddesi gereğince borca batık olduğu komiser raporu ile sabit olan müvekkili hakkında konkordato talebinin reddi ile borçlunun iflasına dair karar verilmesini talep ettiği davada, geçici mühlet içindeki şirketin gerek kaydi, gerekse rayiç değer bilançosuna göre borca batık durumda olduğunun tespit edildiği, borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatifin konkordato talebinden feragat etmesi halinde iflasına karar verileceği düzenlendiğinden geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve davacı şirketin iflasına karar verilmesi gerektiği- İİK'nin 287/son bendinde 291. ve 292.maddelerin geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanacağı, 288/1 maddesinde ise geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı-
Davacı şirketlerin hal-i hazırda borca batık olduğu, geçici mühlet içerisinde zararında artış olduğu, davacının her iki şirketin tek ortağı olup, her iki şirketin borcuna kefillik durumunun olduğu, davacıların geçici mühletten bu yana meydana gelen gelişmeler de dikkate alınmak sureti ile mâli durumunu iyileştirme ve önceden doğmuş ve gelecekte doğacak borçlarını ödeyebilecek duruma geleceğine dair gerçekçi ihtimalin bulunmadığı, ön projenin dilek ve temenniler üzerine kurulduğu, iyileşme ümidinin ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin olmadığı kanaatine varılmakla davacıların konkordato talebinin reddine, İİK 292/1-b bendi uyarınca iflâsa tâbi davacı şirketlerin iflâsına karar verilmesi gerektiği-
Konkordato işlemlerinin yürütülmesi bakımından gider avansının 2 haftalık kesin süre içinde yatırılması, yatırılmaması halinde HMK. 114-115 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddedileceği ihtarının davacı şirket vekiline tebliğ edildiği ancak tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde gider avansının yatırılmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddin gerektiği-
İİK. mad. 286' da belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit edilmesi halinde geçici mühlet kararı verilebileceğinden ve sayılan belgeler sunulmadığından konkordatonun tasdiki talebinin reddi gerektiği-
Davacı şirketin, iflas erteleme davasında 8 yıllık süre sonunda mevcut mali durumu ile takip görmediği halde borçlarını ödemekte zorlanıyor ve konkordato talep ediyorsa artık, yapısal bir düzelme sağlayamayacağından konkordato projesinin inandırıcılığının olmayacağı- Davacı taraf ülkedeki kur farklarından, döviz sıkıntısından bahsetmişse de, kur problemi olmayan, ülkede büyüme oranlarının yüksek olduğu yıllarda da davacı şirketin mali durumunun iyi olmadığı görüldüğünden konkordato talebinin reddi gerektiği, iflas kararı verilip verilmeyeceği hususunun ise derdest iflas ertelemenin uzatılması davasında değerlendirilmesi gerektiği-
Adi (tacir olmayan) borçlunun da "malvarlığının durumunu gösterir belgeleri" kankordato talep dilekçesi ve ön projeyle birlikte mahkemeye sunması gerektiği- İİK. mad. 286'da, konkordato talebinde bulunan kişinin talebe ekleyeceği belgelerin ayrıntılı ve net olarak tek tek gösterildiği, bu madde de gösterilen belgelerin sunulmasının İİK. mad. 287 uyarınca zorunlu olduğu, sunulmadığı takdirde, sadece bu nedenle konkordato talebinin reddine karar verileceği- Usulüne uygun olarak davacılardan İİK. mad. 286'deki belgelerin sunulması istenmiş ve süre verilmiş olmasına rağmen davacılar tarafından bu belgeler sunulmamış olduğundan, ihtiyati tedbir ile geçici olarak taleplerinin reddine dair verilen ara kararda herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
Mali yönden ödeme güçlüğü içinde bulunan borçlu bakımından çok kere büyük bir meblağ teşkil eden hakediş bedellerinin, alacaklı bankalar tarafından mahsup edilerek kendi alacaklarını tahsil etmelerinin, borçlarını ödemek suretiyle alacaklıların iflas tasfiyesine göre daha iyi bir şekilde ve eşit koşullar altında tatmin etmeye yönelik konkordato ile ulaşılması öngörülen hedefe uygun düşmeyeceği- İİK. mad. 287 uyarınca, mahkemenin borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı- Borçlu şirketlerin kendi hesaplarına , geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında gelecek olan hakediş bedellerinin ve alacaklarının bankalar tarafından kendi alacaklarına mahsup edilmemesi yönünde, hakediş bedellerinin ve alacaklarının konkordato projesi çerçevesinde ve konkordato komiseri denetiminde kullanımının sağlanması için ihtiyati tedbir kararı verilmesinin konkordatonun amacına uygun düşeceği- Borçlu şirketlerin aynı ek tedbir talebindeki , paraların başka hesaplara yatırılmasına yönelik istemi yönünden haklılığını gerektirir bir durumun mevcudiyeti ve ihtiyati tedbir şartlarının ise oluşmadığı-
"Malvarlığının terki suretiyle konkordato talebine ilişkin davada görevlendirilen konkordato komiserinin görevden alınmasına" dair talebin reddine ilişkin icra mahkemesinin ara kararı, ihtiyati tedbir kararı niteliğinde olmadığından, bu ara karar aleyhine istinaf yoluna başvurulamayacağı-