Davacı vekilinin vekaletnamedeki yetkisine dayalı olarak açılan davadan feragat ettiği göz önüne alınarak, Dairemizin 04.12.2013 günlü 2013/15724 esas 16280 karar sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılmasına, mahalli mahkemece davacı vekilinin feragat dilekçesi sebebiyle davadan feragati ile ilgili bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerektiği-
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebileceği, temyiz edilen ve fakat henüz Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca görüşülmeyen bir direnme kararı, usul hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragat edilebileceği-
Feragatin yalnız mevcut davadan değil, o dava ile istenen haktan da vazgeçme anlamına geldiği, kesin hüküm sonuçlarını doğurduğu ve karşı tarafın kabulüne de bağlı bulunmadığı- Feragatin, karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkün olduğu-
Davacı ve davacı vekilinin mahkemeye ibraz ettikleri yazılı beyanlarında davayı takipten vazgeçildiğinin açıkça ifade edilmesi durumunda, bu hususun kesin hükmün bütün sonuçlarını doğuran "davadan feragat" olarak değerlendirilemeyeceği; davacı vekilinin davayı takipten vazgeçtiklerini beyan etmesi karşısında, davalı idareye takip yetkisi sorularak, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 310 ve devamı maddelerine göre feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğinden, bu durumda mahkemece davacının feragatı hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Davacı tarafından her ne kadar itirazın kaldırılması ve tahliye istemine yönelik dava açılmış ise de, temyiz aşamasında davacı dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirdiğinden, feragat nedeniyle mahkemece bir karar verilmesi yönünden hükmün bozulması gerektiği-
Davacı asil dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirdiğinden, davadan feragat nedeniyle bir karar verilmesi için kararın bozulması gerektiği-
6100 sayılı HMK.'nun 311/1. maddesi hükmü uyarınca feragatin, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, anılan yasal düzenleme uyarınca, menfi tespit davasının açılmasıyla kesilen zamanaşımı süresinin, borçlunun feragat beyanı üzerine davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlayacağı, bu durumda, takip dosyasında, borçlunun feragati nedeniyle davanın reddedildiği tarihten alacaklının yenileme talebinde bulunduğu tarihe kadar zamanaşımını kesen herhangi bir icra takip işlemi yapılmadığından TTK'nun 661. maddesinde öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun anlaşıldığı, o halde, mahkemece, zamanaşımına yönelik şikayetin kabulü ile İİK'nun 71. maddesi yollamasıyla aynı Yasa'nın 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın kaldırılması ve tahliye-