Davacının davasından feragat etmesi halinde, "feragat talebi ile ilgili mahalli mahkemece bir karar verilmek üzere" hükmün bozulması gerekeceği-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 310 ve devamı maddelerine göre feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği-
Karardan sonra davacı vekilinin vekâletnamedeki yetkisine istinaden davadan feragati karşısında bu hususta mahalli mahkemece bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerektiği-
Davacı ve davalı vekili temyiz talebinden vazgeçmiş ise de, davacı vekilinin davadan feragatine öncelik tanınması gerektiğinden davacı vekilinin vekaletnamedeki davadan feragat yetkisine dayalı olarak yetki belgesi ile yetkilendirilen davacı vekilinin iş bu davadan feragat sebebiyle mahalli mahkemece bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerektiği-
Feragat nedeniyle reddedilen dava, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanarak yeniden açılamayacağı, açılırsa, kesin hüküm nedeniyle reddedileceği, bu durumda feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı-
İlk hükmün temyizi aşamasında davacı vekili tarafından taraflar arasında yapılmış olan sulh ve ibra protokolü ibraz edildiğinden, bu protokole göre davalı lehine vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği üzerinde durularak kazanılmış haklar da gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
HMK 310. md hükmüne göre feragatin hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği- HMK 311. md hükmüne göre de feragatin kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuracağı, bu nedenle öncelikle mahkemenin davadan feragat hakkında bir hüküm vermesi için kararın bozulması gerektiği-
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe gören 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 310 ve devamı maddelerine göre feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği-