İcra mahkemelerinin, önüne gelen takip hukukuna yönelik şikayet, itiraz ve itirazın kaldırılmasına yönelik başvurular hakkında “kabul” ya da “ret” kararı verebilecekleri, bu konuda “görevsizlik kararı” veremeyecekleri; genel mahkeme ile özel mahkeme arasındaki ilişkinin bir “görev ilişkisi” olduğu, bu nedenle verilecek kararın hukuki niteliğinin de “görevsizlik kararı” olacağından mahkemece “yetkisizlik kararı” verilemeyeceği-
Davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi nedeniyle teminata alınan taşınmazın icra yoluyla satılması üzerine icra dairesi aracılığıyla ödenen tahsil harcının iadesi istemiyle dava açılmış olup, dava konusu tahsil harcı idarenin tek yanlı olarak ve kamu gücü kullanarak kamu-icra hizmetinden yararlanma karşılığı, bu hizmetten yararlanan davacı banka tarafından ödendiğinden ve icra dairesinde söz konusu harç, hazine adına ilgili vergi daireleri, muhasebe müdürlükleri, mal müdürlükleri hesabına yatırılmak üzere sorumlu sıfatıyla tahsil edildiğinden, ödenen tahsil harcının iadesi istemli olarak açılan davanın da idari yargı sistemi içerisinde vergi mahkemesince görülüp çözümlenmesi gerekeceği-
Takipte taraf olmayan üçüncü kişilerin “muvazaa nedeniyle genel hükümler dairesinde, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takibin iptalini” icra mahkemelerinde isteyemeyecekleri-
İİK.’nun 4. maddesi uyarınca, takip hangi icra dairesinde başlanmışsa, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetlerin de takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümleneceği-
Alacaklı tarafından ilama dayalı olarak başlatılan icra takibi sırasında, alacaklıların bu dosyadaki alacağı üzerine TMSF tarafından 6183 sayılı Kanuna göre uygulanan hacze yönelik şikayetin “idari yargı mercii”nde çözümlenebileceği-