İİK 333/a'ya aykırılıktan cezalandırılması hususunda da şikayette bulunulduğu halde, bu suçtan hüküm kurulmamışsa da; mahallinde zamanaşımı süresi içerisinde her zaman hüküm kurulmasının mümkün olduğu- İlk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığı-
İcra ve İflas Kanunu’nun 333/a maddesinde “Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların; ticari işletmenin borcu ödeyebilecek ekonomik güce sahip olmasına karşın kasıtlı olarak ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara sokmaları ve ayrıca bu eylemlerinin başka bir suçu oluşturmaması halinde cezalandırılacaklarının” hükme bağlanmış olması, aynı kanunun 351.maddesinde de şikayetçinin dilekçe ve beyanında göstermiş olduğu delillerle bağlı olduğunun belirtilmiş olması, şikayet dilekçesinde borçlu şirketin borcu ödeyebilecek güçte olduğuna dair bir iddiada bulunulmadığı gibi, açık ve net olarak sanığın fiillerini hangi kastla ve ne şekilde gerçekleştirdiğine ilişkin somut bir iddiada bulunulmadığı ve hakimin re'sen araştırma zorunluluğu da bulunmadığından, sanığın hangi kasıtlı eylemleri ile alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla hareket ettiği somut olarak bildirilmediğinin anlaşılması karşısında, suçun unsurlarının oluşmayacağı hususu gözetilmeksizin sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekeceği-
12. HD. 02.11.2021 T. E: 10060, K: 9585-
12. HD. 12.10.2021 T. E: 5167, K: 8754-
12. HD. 22.06.2021 T. E: 5144, K: 6743-
12. HD. 08.06.2021 T. E: 2621, K: 6127-
12. HD. 16.03.2021 T. E: 2071, K: 2956-
12. HD. 09.02.2021 T. E: 2020/9365, K: 1249-
“Ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, İİK'nın 351. maddesi uyarınca şikayetçinin dilekçe veya beyanında göstermiş olduğu delillerle bağlı olduğuna ilişkin düzenleme dikkate alındığında, şikayetçi vekilince verilen şikayet dilekçesinde, sanığın alacaklılarını zarara sokmak kastıyla borçlarını ödemediği iddia olunsa da açık ve net olarak sanığın fiillerini hangi kastla ve ne şekilde gerçekleştirdiğine ilişkin somut bir iddiada bulunulmadığı ve hakimin re'sen araştırma zorunluluğu da bulunmadığından, şikayet dilekçesinde gösterilen İİK'nın 333/a. maddesindeki suçun unsurlarının dosya kapsamına göre oluşmadığının anlaşılması nedeniyle, CMK’nun 223/2-a. maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerektiği-
Borçlu şirketin ticaret siciline kayıtlı adresinde 20/01/2020 tarihinde yaptırılan zabıta araştırmasına göre adreste başka bir firmanın faaliyette bulunduğunun tespit edildiği, 22/01/2014 tarihli haciz tutanağının da bu durumu teyit ettiği ,vergi dairesi ile ticaret sicil müdürlüğünden gelen yazıya göre de borçlu şirketin şikayet tarihi itibariyle sicil kaydının devam ettiği ve İİK’nın 44. maddesine uygun bir mal beyanını vermediği anlaşılmakla; suçun unsurlarının oluştuğu ve sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraat kararı verilmesinin kanuna aykırı olduğu-