12. HD. 10.11.2020 T. E: 4593, K: 9544-
Sermaye şirketlerinin iflasını istemek mecburiyetinde olanların cezalandırılabilmesi için, ticari işletmenin borcu ödeyebilecek ekonomik güce sahip olması ve yönetim yetkisine sahip olan sanığın kasıtlı olarak ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara sokmaları gerektiği-
Sanığa yediemin olarak teslim edilen menkul malların muhafazası için gidildiğinde mahallinde bulunamaması, İİK’nın 331/1. maddesinde düzenlenen “alacaklısından mal kaçırmak kastıyle mevcudunu eksiltmek” suçunu oluşturmadığı, 5237 sayılı TCK’nın 289/1. maddesinde düzenlenen “muhafaza görevini kötüye kullanma” suçunu oluşturacağı, bu nedenle sanığın isnat edilen suçtan beraatine karar verilmesi gerekeceği- Temyiz incelemesine konu edilen suçun İİK'nun 332. maddesi kapsamında kalan ve kanunda üst sınırı altı aya kadar hapis cezasını öngören, “Aczine kendi fiiliyle sebebiyet veren veya vaziyetinin fenalığını bilerek ağırlaştırma" ve 333/a maddesi kapsamında kalan ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar hapis cezasını öngören, “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi" suçlarını oluşturduğu gözetildiğinde; 5271 sayılı CMK'nun 286/2-d maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığı cihetle, yapılan temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nun 298/1. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ticaret şirketinin yönetim yetkisine sahip olan sanık hakkında, şikayetçinin dilekçe ve beyanında göstereceği delillerle bağlı olduğu belirtilmiş olsa da şikayetçi, somut olarak sanığın hangi kasıtlı davranışlarla kendisini zarara uğrattığını bildirmediği için suçun unsurlarının oluşmadığı hususu gözetilmeden hükmün kurulmasının kanuna aykırı olduğu-
Şikayet dilekçesinde borçlu şirketin borcu ödeyebilecek güçte olduğuna dair bir iddiada bulunulmadığı gibi, sanığın hangi kasıtlı eylemleri ile alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla hareket ettiği somut olarak bildirilmediğinin anlaşılması karşısında, suçun unsurlarının oluşmadığı hususu gözetilmeksizin sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği-
Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların; ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödenmemesi, ancak o icra takibi ile sınırlı olduğundan, borçlunun gönderilen ödeme emrindeki borcu ödemeyerek, aynı anda birden fazla alacaklıyı zarara uğratması söz konusu olamayacağı, bu nedenle atılı suçun aynı neviden fikri içtima halinde işlenmesinin mümkün olmadığı-
12. HD. 18.11.2019 T. E: 12130, K: 16596-
12. HD. 18.11.2019 T. E: 12126, K: 16599-
Ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup; sanıkların hangi kastla hareket ederek borcu ödemediklerinin açıklığa kavuşturulmasının gerektiği- Sanığa ticareti terk suçunun isnat edilebilmesi için ticari faaliyetlerin hala devam edip etmediğinin tespiti gerektiğinden; tespit için de ilgili makamlarca gönderilen yazılarda çelişkinin bulunmaması nu bağlamda tüm delillerin bütün halinde incelendikten sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği-
İİK mad. 345/a uyarınca "sermaye şirketinin iflasını istememek" suçunun oluşabilmesi için, aynı Kanun'un mad. 179 ve TTK mad. 376'da öngörülen koşullarda şikayet tarihi itibariyle şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğinden hareketle, öncelikle şikayet tarihinden itibaren geriye dönük olarak yakın zamanda borçlu şirkete ait ticari defterlerin temini ile borçlu şirket hakkında kesinleşmiş icra takip dosyalarının, Vergi Dairesinden en son kurumlar vergisi beyannameleri ile varsa bilançolarının da getirtilip mevcut borçları da pasife dahil edilerek, ticari defterler, bilançolar ve banka hesapları da incelenmek suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesinin hatalı olduğu-