İİK.nun 106 ncı maddesinde; haczolunan gayrimenkulün iki yıl içinde satışının istenmesi, aksi halde haczin düşeceğinin öngörüldüğü- Satış (ihale) tarihi itibariyle davacının satış isteme süresinin dolduğu ve konulan haczin düşmüş olduğu anlaşılmakta olup, açıklanan bu hususlar gözetilerek istemin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı- Satış isteme süresi içinde mahcuzun başka bir takipten dolayı satışın yapılması halinde ise, satış tarihi itibariyle iki yıllık süre geçmemiş olacağından haczin düşmesinden söz edilemeyeceği-
Masrafı verilmemiş satış isteminin geçersiz olduğu—
İstihkak davasının açılması ile -süre içinde- İİK. 106’daki satış isteme sürelerinin işlemeyeceği-
Borçlunun taşınmazı üzerine haciz koydurmuş olan alacaklının -satış talep edip, bu talebini daha sonra geri almış olsa dahi- iki yıldan kalan süre içinde satış istememesi halinde, haczin düşeceği ve bu alacaklının sıra cetvelinde yer alamayacağı—
İstihkak davası süresince İİK. 106’daki satış isteme sürelerinin işlemeyeceği-
Mahkemelerce verilen ihtiyati tedbir kararlarının içeriği itibariyle açıkça tedbire konu taşınmazın (taşınırın) cebri icra yolu ile de satışını önlediğine dair bir kayıt içermedikçe tedbire konu taşınmazın/taşınırın cebri icra yolu ile satılmalarını önlemeyeceği (sadece rızai satışlarını «devirlerini» önleyeceği)—
Haciz tarihinden itibaren bir yıl içinde satış istenmemesi halinde haciz düşeceği (İİK. m. 106-110), alacaklı bu sürede satış istemiş ve satış masrafını yatırmışsa haciz geçerliğini devam ettireceğinden, «haczin yenilenmesinin» geçerliliğini devam eden haczi ortadan kaldırmayacağı-
Haciz tarihinden bir yıl geçtikten sonra hacizli taşınır mal üzerindeki haczin -bir yıl içinde satış istenmemesi nedeniyle- düşeceği ve yediemin hakkında «yedieminlik görevini kullanma suçu»nun oluşmayacağı–
Haciz tarihinden sonra kıymet takdiri talebinde bulunulduğu, kıymet takdirinin yapıldığı anlaşıldığından satış isteme süresinin kesileceği-
İhale konusu taşınır/taşınmaz üzerinde -aynı ile ilgili bir dava nedeniyle konulmuş dahi olsa- ihtiyati tedbiri bulunan kişinin, -bu ihtiyati tedbir, o şeyin cebri icra yolu ile satışını da önlemek için konulmuş olmadıkça- ihalenin feshini isteyemeyeceği–