İcra müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK. mad. 355 uyarınca bildirilmesi üzerine, yine bu maddeye uygun düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK. mad. 140/1 maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği- Hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlü olduğundan, mahkemece, davanın (TBK. 19) muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği; bunun yerine davanın muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğunun kabulü ile çözümlenmesinin hatalı olduğu-
İcra müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin bildirilmesi üzerine davacının çalıştığı kurum tarafından maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın "sıra cetveli" niteliğinde olmadığı- Mahkemece, ilk sırada yer alan davalının alacağının muvazaalı olduğu iddiası ile açılan davanın (TBK. mad. 19) muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, ispat yükü üzerinde bulunan, davacı yanca ispata yeterli delil ileri sürülmediği halde, salt hayatın olağan akışına dayanılarak davanın kabulüne karar verilemeyeceği-
İcra müdürlüğünce alacaklının "emekli ikramiyesinin haczine" ilişkin talebinin kabulüne karar verildikten sonra, alacaklının, "borçlunun emekli ikramiyesinin haczine yönelik bir talebinin bulunmadığı" belirtilerek "yeni" bir kararın verilmesinin, "icra müdürlüğünün kendi kararından kendiliğinden dönemeyeceği" ilkesine aykırı olacağı- İcra müdürlüğü, kendi kararından vazgeçemez ise de, şikayete konu işlemin icra mahkemesince denetlenerek usulüne uygun olup olmadığının belirlenmesi gerektiği ilkesi de nazara alınarak, alacaklının icra müdürlüğüne yaptığı talep yazısı ile müdürlüğün bu talebe ilişkin kabul kararı ve aynı tarihli e-haciz işlemi birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, alacaklının söz konusu talebi göz ardı edilerek, sadece önceki tarihli haciz istemi esas alınmak suretiyle, eksik inceleme ile sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın sıra cetveli niteliğinde olmadığı- Maaş hacizlerinde üst sıralarda bulunan alacaklar aleyhine açılan davaların genel muvazaa mahiyetinde olduğu ve bu davalarda genel ispat kuralları geçerli olduğu- Mahkemece, davanın süresinde açıldığının kabulü ile ispat yükü de davacıya yüklenerek uyuşmazlığın (TBK mad. 19) genel muvazaa ilkelerine uygun olarak çözümlenmesi gerektiği, davanın yasal süresinde açılmadığının (İİK. mad. 142/1) kabulü ile reddinin hatalı olduğu-
Sosyal Güvenlik Kurumunun cevabından, borçlunun, haciz müzekkeresi tebliğ edilen üçüncü kişi A.Ş. bünyesinde çalışmadığı, üçüncü kişi şirket tarafından dosya kapsamına sunulan sözleşmeye göre borçlunun ücretinin taşeron firma tarafından ödendiği anlaşıldığından, şikayet eden üçüncü kişi şirketin sorumlu tutulamayacağı-
Borçlu şirkete gönderilen her iki maaş haczi müzekkeresinin de tebliği alan kişinin şirketi temsile yetkili olup olmadığı araştırılmaksızın şirket çalışanına yapıldığı anlaşıldığından, anılan tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu, bu nedenle aleyhe uygulanan haciz işlemlerinin kaldırılması gerektiği-
Belediyede sayman olarak görev yapan sanığın, borçlusu olduğu icra dosyalarından maaş ve ücretlerinden icra kesintisi yapılmasına yönelik müzekkerelere cevap vermemek ve maaşından kesinti yapılmadığı halde kesinti yapıldığını ve bittikten sonra dosyasına gönderileceğine dair cevap vermek sureti ile zincirleme biçimde icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunu işlediği-
İcra müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK. mad. 355 uyarınca bildirilmesi üzerine, borçlunun görev yaptığı kurumca düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın "sıra cetveli" niteliğinde olmadığı- Mahkemece sadece muvazaanın tespit ile işlemin iptaline karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, kurum tarafından yapılan sıralamanın sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
İcra müdürlüğü'nce düzenlenen ve maaş haczine ilişkin yapılan sıralamanın İİK mad. 140/1 uyarınca sıra cetveli niteliğinde olup, ispat yükünün davalıda olduğunun kabulü doğru görülmediği, muvazaa iddiasına dayalı olarak açılan iptal davasında ispat yükü yönünden uyuşmazlığın genel ilkelere göre çözülmesi gerektiği-