Alacaklının icra takibini sözleşilen yerde veya borçlunun ikametgahının bulunduğu genel yetkili icra dairesinde başlatmamış olması halinde, yetkili icra dairesinin belirleme hakkının borçluya geçeceği-
İİK.’nun 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetlerin, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesince çözümleneceği; bu hususun kamu düzenine ilişkin “kesin yetki” niteliğinde olduğu ve icra mahkemesince “doğrudan doğruya” gözetileceği-
Haciz işleminin, asıl takibin yapıldığı icra dairesi tarafından, haczedilmesi istenen taşınır ya da taşınmazın bulunduğu icra dairesine talimat yazılarak değil de, doğrudan doğruya –“nokta haczi” şeklinde- taşınmazın tapu kaydına işlenmek üzere ilgili tapu sicil müdürlüğüne –ya da para (mevduat) üzerine haciz konulmak üzere; ilgili Banka Şubesine- “haciz yazısı (teskeresi)” gönderilmek suretiyle yerine getirilmiş olması halinde, bu işleme yönelik şikayetlerin “asıl takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu” icra mahkemesine yapılması gerekeceği–
İcra dairesince İİK. 79 uyarınca gönderilen haciz talimatında “borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikte olmayıp da, belli bir malın veya hakkın haczinin istenmiş olması halinde yani haczin “nokta haczi” biçiminde yapılmasının istenmiş olması halinde, bu hacizle ilgili şikayetlerin, talimatı yazan (asıl icra) dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince inceleneceği-
İhtiyati haciz kararı veren mahkemeye yetki yönünden itiraz edilip, ihtiyati haciz kararı kaldırılmadıkça, örnek: 163 ödeme emri üzerine icra mahkemesine başvurulup yetki itirazında bulunulamayacağı—
Sözleşmeden doğan davaların “sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinde” de görülebileceği; bu kuralın, icra takiplerinde, yetkili icra dairesinin belirlenmesinde de uygulanacağı-