İcra müdürlüğünce borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi için bunların bulunduğu yerdeki icra dairesine “genel nitelikte” olmayıp, belli bir malın haczi için talimat gönderilir ya da icra müdürlüğünce doğrudan doğruya borçlunun adına kayıtlı olan taşınmazın haczi için tapu sicil müdürlüğüne ya da adına kayıtlı olan araçların haczi için trafik müdürlüğüne haciz yazısı gönderilirse, bu durumda haczin “nokta haczi biçiminde” yapılmış olacağı ve haczedilmezlik şikayeti için haciz yazısını gönderen –asıl takibin yapıldığı yerdeki icra dairesinin bağlı bulunduğu- icra mahkemesine başvurulması gerekeceği-
İİK. 50 ve HUMK. 12 uyarınca; ihtiyati haciz kararının verildiği yerde de icra takibi yapılabileceği- (Not: HUMK. 12 yeni HMK'ya alınmamış olmasına rağmen, bugün İİK. 261/I, c: 1 gereğince de, ihtiyati haciz kararları bu kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesi tarafından yerine getirilir.)
Takip tarihinde ihtiyati haciz kararı varlığını koruduğundan, ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkemenin yargı çevresinde bulunan icra dairesinde icra takibinde buunulabileceği, daha sonra ihtiyati haciz kararının kaldırılmış olmasının icra dairesinin yetkisi üzerine herhangi bir etkide bulunamayacağı (Esas takibe geçildikten sonra, ihtiyati haciz kararının kaldırılmış olmasının, icra dairesinin oluşan yetkisini (İİK. 50; HUMY. 12) kaldırmayacağı)–
Takip konusu borcun birden fazla borçlusu bulunması halinde, alacaklının bunlardan birisinin ikametgâhının bulunduğu yerde -tüm borçlular hakkında- icra takibi yapabileceği, ancak bu hükmün (kuralın), yalnız «borçlulardan birinin ikametgâhındaki (onun için genel yetkili olan) icra dairesinde takip yapılması halinde» geçerli olacağı-
HUMK’nun 193. (şimdi; HMK 20.) maddesinde öngörülen “mahkeme” ibaresinin “icra mahkemesi”ni de kapsadığı-