Takibe konu bonoda itirazda ve şikayette bulunan borçlunun lehdar/ciranta olduğunun görüldüğü, bu durumda, yetkili hamil olan alacaklının, borçlu lehdar hakkında takip yapabilmesi için, bononun keşidecisine ödememe protestosu göndermesinin zorunlu olduğu, takip dosyası içeriğinden keşideciye ödememe protestosu gönderilmediği anlaşıldığından, borçlu ........... hakkındaki takibin İİK’nın 170. maddesi uyarınca iptali gerekmekte ise de borçlunun dilekçesinde takibin durdurulması yönündeki talebiyle bağlı kalınarak durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı hamilin, protesto keşide etmeksizin, lehtar ve cirantaları takip edemeyeceği, keşidecinin takip edilebilmesi için ise protesto şartı öngörülmediği- Mevcut icra dosyası kapsamına göre; şikayetçi borçlunun ............. tarihinde işbu şikayetin görülmesi sırasında öldüğü görülmüş olmasına rağmen dosya arasına mirasçılık belgesi alınmadığı gibi mirasçılarının takip dosyasına borçlu olarak eklendiğine ilişkin bir bilgiye de rastlanılmadığı anlaşılmakla, mahkemece adı geçen murisin mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesi dosya arasına alınarak, takipte taraf olup olmadıkları da araştırılmak suretiyle, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılması ve şikayetin lehtar ile ciranta borçlular yönünden kabulüne ve takibin bunlar hakkında iptaline karar verilmesi gerekirken, tüm borçlular hakkında takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
TTK.nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 714 ve 730/1-b maddeleri gereğince hamilin lehtar ve cirantaya müracaat edebilmesinin, yasal süresi içerisinde, senet keşidecisinin protesto edilmesi şartına bağlı olduğu-
Belirli bir günde veya düzenleme gününden ya da görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şartını içeren bir bonoya dayanarak hamilin lehtara ve cirantalara müracaat edebilmesinin, ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlı olduğu, alacaklı hamilin, TTK.'nun 714. ve 730. maddeleri koşullarında protesto keşide etmeksizin, lehtar ve cirantaları takip edemeyeceği, alacaklı hamilin, anılan madde koşullarında, senedi düzenleyene protesto keşide etmediği takdirde, ciranta olan borçluya karşı müracaat hakkını kaybedeceği, İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince, icra mahkemesince, alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunup bulunmadığının re'sen araştırılmak zorunda olduğu-
Kural olarak, borç senedi borçluya geri verilmişse, borcun sona ermiş sayılacağı- Çekin bir ödeme aracı olup borçlusuna iade edilmesinin ve onun elinde bulunmasının borcun ödendiğine karine teşkil edeceği- Karinenin aksini ispatlama yükünün, çeklerin bedelsiz, tahsil edilmeden borçluya iade edildiğini savunan davalı alacaklıda olduğu- HMK’nın 290. maddesi uyarınca ispatın yazılı delille yapılması gerektiği- Davalının, eski tarihli çekleri bedelsiz iade ettiğine dair yazılı delil sunmadığı gibi yapılan tebligata rağmen ticari defter ve belgelerini de ibraz etmediği- Çeklerin davalıya verilmiş, daha sonra da davacıya iade edilmiş, davacı tarafça da muhatap bankaya geri verilmiş olduğu- Altı adet çekin arkasında davalının cirosu bulunduğu- Bu durumun çeklerin kullanıldığını, tahsil cihetine gidildiğini, borcun yenilenme iradesiyle hareket edilmediğini gösterdiği- Çekin davacının elinde olmasının ise, çek bedelinin ödendiğine karine teşkil edeceği- Tedavül kabiliyetine haiz olan senette, yetkili hamilin senedi şeklen elinde bulunduran kişi olduğu- Somut olayda 01.02.2009 tarihinde yenilendiği ileri sürülen çeklerin bu tarihte borçlunun elinde olmadığı, bankalarca gönderilen cevabi yazı içeriğinden çeklerden dört adedinin dava açılmadan önce ve üç adet çekin düzenlenme tarihinden önce iade edildiği, bedelsiz iade edildiği savunulan çeklerin bankaya dönüş tarihlerinin teslimden çok daha sonra olduğu- Bu durumda davalının bedelsiz iade yönündeki savunmasının aksine, yenileme iradesinin bulunmadığı, önceki çek bedellerinin tahsili amacıyla hareket edildiği- Mevcut dosya kapsamından ispat yükü üzerinde olan davalı alacaklının, çeklerin bedellerinin tahsil edilmeksizin davacı borçluya iade edildiğini kanıtlayamadığı-
Protesto çekilmesine gerek olmadan bonodaki aval verene müracaat edilmesinin mümkün olduğu- Takibe konu bono üzerinde teminat için düzenlendiğine ilişkin herhangi bir ibare olmadığından ve bononun teminat senedi olduğu hususunda davacı bir delil de sunmadığından, menfi tespit davasının reddi gerektiği- İcra takibinde bonoya dayalı olarak takip başlatan davalı alacaklının kötü niyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden mahkemece kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesinin de doğru görüldüğü- Senette 2 ayrı imzanın varlığı halinde, imzalardan birisinin aval sıfatıyla atılmış olacağı, bunun için isim yazılmasının zorunlu olmadığı-
Yetkili hamil olan alacaklının, borçlu lehdar hakkında takip yapabilmesi için, bononun keşidecisine ödememe protestosu göndermesinin zorunlu olduğu-
Menfi tespit davası- Bedelsizlik iddiası- Şahsi def'i- Mutlak def'i- Hayatın olağan akışına aykırılık-
Takibe konu bonolara ilişkin olarak keşidecisine karşı protesto keşide edilmediği, davalı tarafın tacir olduğu, takibe konu ettiği bonoları kabul ederken keşideciye karşı protesto edilip edilmediğinin araştırılmadan mevcut haliyle kabul ettiği, mevcut durumu bilerek bonoları kabul etmiş bulunması karşısında keşidecisine karşı protestosu bulunmayan bonolara dayanılarak lehtar davalıya karşı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılabilmesinin mümkün olmadığı, lehtar ve cirantalara karşı müracaat hakkını kaybettiği gerekçeleriyle kararın yerinde olup onanması gerektiği-
Davaya konu bonolar yönünden hamilin lehtara ve diğer cirantalara karşı müracaat hakkının yitirilmemesi için zorunlu olan protesto prosedürünün yerine getirilmediği, bu durumun davacı tarafça da ikrar edildiği, bir kısım dava dışı bonoların ödenmiş olmasının davacının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, yine zan üzerinden değerlendirme yapan bilirkişi heyet raporunun kanunun amir hükümleri karşısında hükme esas alınamayacağı, asıl ve birleşen dosya yönünden lehtar ciranta olan davalıya müracaat hakkını yitiren davacının ispat yükü altında olduğu, alacağını yazılı delille ispat etmesinin zorunlu olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş olup; karara karşı, istinaf kanun yoluna başvurulduğu, asıl ve birleşen davaya konu bonolarla ilgili ödememe protestosu düzenlenmediğinden davacının davalı cirantaya karşı başvuru hakkını kaybettiği, bonolarda davacı hamil ve davalı lehtar-ciranta olup aralarında dava dışı başka bir ciranta bulunduğundan davacının davalıdan aralarında temel ilişki bulunduğu iddiasıyla alacak talebinde bulunmasının mümkün olmadığı, davacı vekilinin yasal hakkını kullanarak birleşen davayı tam ıslahla alacak davasına dönüştürdüğü, bu nedenle davalı vekilinin ıslahın tazminattan kurtulmak amacıyla kötü niyetli olarak yapıldığı ve dikkate alınmaması gerektiği yönündeki istinaf nedeninin yerinde görülmediği gerekçesi ile davacı istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor