«İstihkak davasının kabulüne» ilişkin ilâmın kesinleşmeden uygulanamayacağı–
Boşanma kararı veren mahkemece onanmış olan taahhütnamenin, boşanmanın kararının eklentisi ve işlem niteliğinde sayılacağı ve kesinleşmeden icraya konulamayacağı–
İlâmda taraf olmayan ve aleyhine infazı gereken hüküm (fıkrası) bulunmayan kişiye icra emri gönderilemeyeceği–
Hakem-bilirkişi raporlarının HUMK. 516 vd.’da (şimdi; HMK. 412 vd.'da) öngörülen «hakem kararı» niteliğinde bulunmadığı, bu nedenle de ne «ilam» ve ne de «ilam niteliğinde» sayılmayacağı, ilamla takibe konu yapılamayacağı–
Şirket adına verilen ilâma dayalı takipte, icra emrine sadece şirketin adının yazılmasının yeterli olacağı - Şirket temsilcisinin de adının yazılmasına gerek bulunmadığı–
İlâmda «asıl alacak» ile takdir edilen «vekalet ücreti»nin, «mahkeme masraf»larının ve «harcın» ayrı ayrı takip konusu yapılabileceği–
Men’i müdahale ilâmının takipten sonra kesinleşmiş olmasının, önceden açılmış takibe geçerlilik kazandırmayacağı–
Üçüncü kişinin "kefil" sıfatıyla borcu üstlenmiş olması halinde bu kefaletin ilam niteliğinde olacağı (ve üçüncü kişiye icra emri gönderilmesi gerekeceği), "yediemin" sıfatıyla hacizli malları teslim almış olması halinde ise, sorumluluğun İİK. 358'e
Hakem kararlarının kesinleşmeden infaz edilemeyeceği–
İlâmda yazılı alacağın, borçlu tarafından alacaklı adına bankaya yatırılmış olması halinde, alacaklının bu parayı kabul etmeyerek icra takibi yapamayacağı–