Dosya içerisinde bulunan sicil kaydı örneğine göre borçlu şirketin ödeme emri tebliğ edildiği tarih itibari ile adresinin ''.................................'' olduğu, borçlu şirketin ............... tarihli genel kurul kararı ile ödeme emri tebliğ tarihinden sonra sicile kayıtlı adresini değiştirdiği, adres değişikliğinin 29.06.2020 tarihinde ilan edildiği, bu nedenle usulsüz tebligata yönelik şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesinin yasaya uygun olmadığı-
Kiracının kira sözleşmesinde adresinin ................... adresi olarak belirtilmesine rağmen, bilinen adres olan bu adrese tebligat çıkartılmaksızın davacının iade gelen eksik adres bildirilen tebligat üzerine doğrudan mernis adresine TK'nın 21/1. maddesi gereğince tebligat yapılması ve bu tebligatın iade gelmesi nedeniyle TK'nın 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligat usulsüz olduğundan, TK'nın 10. maddesi gereğince bilinen adrese tebligat çıkartılmadan mernis adresine doğrudan tebligat çıkartılmasının usulsüz olduğu-
Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında; takip dayanağının, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesinde düzenlenen “uzlaşma tutanağı” niteliğinde olduğu değerlendirilerek, tutanağın karşılıklı edimler yüklediği ve şarta bağlı düzenlenmeler içerdiği gerekçesiyle İİK’nın 38. maddesi kapsamında belge olmadığından bahisle takibin iptali gerektiği sonucuna varılmış ise de, somut uyuşmazlıkta, takip konusu yapılan ............ Sulh Hukuk Mahkemesinin .............. sayılı kararının, 08.02.2019 tarihli arabuluculuk anlaşmasının, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/3. maddesinde belirtildiği üzere arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olduğundan bahisle, arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhi verilmesine ilişkin olduğunun görüldüğü, buna göre Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulama yerinin olmadığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu kapsamında incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, Noterler Birliği'ne ..............İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne ve ............ Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevaplarından ve şikayetçi/ borçlu şirketin vekaletnamesinden, ödeme emrinin borçlu şirkete ait olmayan bir adrese tebliğ edildiği adresin "........... hukuk bürosu isimli" bir yere ait olduğu, Vergi Dairesinden gelen müzekkere cevabı ekindeki vekaletnameden, ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste faaliyet gösteren Avukatlık Ortaklığı'na verilen yetkilerin sadece mali işlerle ilgili vergi dairesinde yapılabilecek iş ve işlemlere yönelik olduğu, kaldı ki takibin ilamlı değil, genel haciz yoluyla ilamsız takip olduğu göz önüne alındığında TK m. 10 uyarınca muhatabın bilinen adresine tebligat çıkarılması gerektiği somut olayda ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun anlaşıldığı, TK m. 32 'de "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" düzenlemesine yer verildiğinden şikayetçinin öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihin aksi alacaklı tarafça iddia ve ispat da edilmediği, mahkemece aynı gerekçelerle şikayetin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği-
Ödeme emri tebligatının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, alacaklının, borçlunun mernis adresine TK'nın 21/2. maddesi gereğince tebligat gönderilmesi talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi nedeniyle ödeme emri tebligatının TK'nın 21/1. maddesi gereğince yapıldığının tespit edildiği, buna göre de TK'nın 21/2. maddesindeki şartların oluşup oluşmadığının araştırılamayacağı, TK'nın 21/1. maddesine uygun yapılan tebliğ işlemi nedeniyle takip kesinleştikten sonra uygulanan hacizlerin de usulüne uygun olduğu- Borçlunun icra mahkemesine başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü ve aşamalarda tekrar ettiği, İİK'nın 58. maddesine dayalı olarak takip dayanağı belgenin takip dosyasına sunulmadığına ilişkin şikayetinin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince incelenmemesi isabetsiz ise de; söz konusu iddia İİK'nın 16. maddesi gereğince 7 günlük şikayet süresine tabi olmakla, usulüne uygun olduğu kabul edilen 10.5.2018 tarihli ödeme emri tebliğine göre 06.01.2021'de yapılan şikayetin süresinde olmadığı anlaşıldığından bu husus bozma sebebi yapılmamış olup, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi gerekeceği-
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine 25.02.20216 tarihli hesap mutabakatı belgesine dayalı olarak toplam............. TL alacağın tahsili için 17.05.2016 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçlunun takip talebinde bildirilen ........................... adresine çıkartılan ödeme emrinin tebligat üzerindeki sokak ve numaralar karalanmak suretiyle No:9/2 yazılarak adreste muhatabın işte olduğundan bahisle komşusu ............. beyanı ile 23.05.2016 tarihinde muhtara tebliğ edildiği, takibin kesinleştirildiği, takip dosyasında borçluya 103 davetiyesi tebliğinin "aynı adreste muhatap evrakı almaktan imtina etti, evrak ilgili mahalle muhtarına imzası karşılığında bırakıldı iki nolu haber kağıdı muhatabın masasına bırakıldı 29.07.2016" meşruhatı ile tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde bildirdiği adresinde aynı adres olduğu, tebligatlar üzerinde mühür ve imzaların tamam olduğu tebligatların usulüne uygun olduğu, borçlunun bilinen adresine tebliğ yapıldığı, dolayısıyla usulsüz tebliğ şikayetinin dayanaksız olduğu-
Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağı; aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligatın bu adrese yapılacağı- Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat yapılması, bunun yapılabilmesi için de, tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki MERNİS adresi olduğunu ve bu adrese tebligat yapılacağını tebliğ evrakında belirtmesi gerekeceği- Bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, adres kayıt sistemindeki adresine, buna ilişkin şerh verilerek Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkartılması gerektiği- Davalı SGK'nin harçtan muaf olduğunun tartışmasız olduğu-
"Tebliğ mazbatasındaki imzanın kendisine ait olmadığını" ileri süren borçlunun bunu ispat etmesi gerektiği- (Adli Tıp Kurumu ve Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı) Bilirkişi raporlarında "imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda bir kanaat bildirmenin mümkün olmadığı" sonucuna ulaşıldığından, mazbatadaki imzanın kendisine ait olmadığı hususunun borçlu tarafından ispatlanamamış olduğu-
Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesine göre muhatabın, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşusu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclis üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırılarak beyanların tebliğ mazbatasına yazılıp imzalatılmasının gerektiği, güvenlik görevlisinin yönetmelikte sıfatı sayılan kişilerden olmadığı, bu nedenle tebligatın usulüne uygun olarak yapılmadığı, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı-
Borçlu adına “..............................” adresine çıkartılan satış ilanı tebligatının; "Adreste ............... Yemekçilik ikamet etmekte tanınmıyor” şerhi ile 01.12.2019 tarihinde iade edildiğinin görüldüğü, şikayetçi borçlu şirketin ticaret sicil adresine TK'nun 35. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bu adrese gönderilen tebligatın, adresin kapalı olması ya da muhatabın adresten taşınmış olması şerhi ile tebliğ edilemeden iade edilmesinin zorunlu olduğu, şikayete konu tebligat tarihinden önce, borçlu şirketin ticaret sicil adresine çıkarılıp tebliğ edilmeden iade edilen tebligatın; " tanınmıyor" şerhi ile iadesi usulsüz olup, bu tebligat esas alınarak TK'nun 35/4. maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı-