Ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesinden önce yapılan icra takibinden vazgeçme halinde tahsil harcı alınamayacağı- Elektronik tebligatta, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda ödeme emrinin tebliğ edilmiş sayılacağı- Ödeme emri tebliği borçluya beşinci gün saat 23.59:59 itibariyle yapılmış sayılacağından, alacaklı vekilinin UYAP sistemi üzerinden aynı gün (beşinci gün) saat 20.57 itibariyle -yani, gün sonundan, dolayısı ile ödeme emrinin tebliğinden önce- takipten vazgeçtiğine ilişkin beyanda bulunması halinde, tahsil harcı alınamayacağı-
Tasfiye halindeki şirkette, ödeme emrinin tasfiye memuruna tebliği gerektiği-
Borçlu şirket yetkilisine gönderilen haciz ihbarnamesiyle borçlu şirketin takipten haberdar olduğunun kabul edilemeyeceği- Gerçek kişiye yapılan tebliğ ile farklı bir tüzel kişiliğe sahip şirkete yapılan tebliğin öğrenilmiş olmayacağı-
Kişilerin mernis adresleri Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalar kapsamında zaman zaman güncellenerek değişikliğe uğrayabildiği-  7201 s. Tebligat Kanunu m. 10 uyarınca, alacaklının tebligat yapılmasını istediği "...İç Kapı No:6 ..." adresi ile borçlunun mernis adresi olan ve tebligat yapılan "..İç Kapı No:A ..." adresinin aynı yere ait olup olmadığının yöntemince araştırılması, aynı adres olduğunun anlaşılması halinde usulsüz tebligat şikayetinin reddine; farklı bir adres olduğunun anlaşılması halinde ise, tebliğ tarihinin borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi esas alınarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu şirkete ödeme emrinin 7201 Sayılı TK'nın 21/1 maddesi gereğince yapılan tebligatında, haber verilen komşu isminin bulunmadığı, bu hali ile tebligatın TK'nun 21/1. maddesine aykırı olduğu, her ne kadar şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmemekte ise de, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, Dairemiz uygulamalarında TK.nun 21/1. maddesinin tüm koşullarının sıkı bir şekilde uygulanmayacağı belirtilmiş olmakla beraber bunun haber verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, haber verilen komşunun isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmesi gerektiği- İlk Derece Mahkemesi her ne kadar tebligat usulsüzlüğü şikayetini kabul ederek tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar vermiş ise de dayandığı gerekçe yerinde olmadığından Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Aktif elektronik tebligat adresi bulunan şirkete tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olduğundan, posta yolu ile yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu ve bu durumda yapılan şikayetinin "süre aşımı" nedeniyle reddinin hatalı olacağı-
Borçluya gönderilen ödeme emri "Tüzel kişiliğin temsilcisi tebliğ anında adresinde bulunmaması işte olması sebebiyle daimi işçisi ............ imzasına ............. tarihinde tebliğ edilmiştir." şerhi ile tebliğ edildiği, bu haliyle tebligatın her ne kadar tüzel kişilik ifadesini içerir kaşe kullanılmak suretiyle tebliğ edilmiş ise de şahıs borçlu yönüyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesindeki koşulları taşıdığından şeklen usulüne uygun olduğu, ne var ki; borçlu şikayetinde bir işyerinin ve daimi çalışanının olmadığını ileri sürdüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince, zabıta marifetiyle araştırma yapılarak tebliğ tarihi itibariyle adresin borçluya ait olup olmadığı ve .............. isminde işçisi olup olmadığının tespiti ile oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirkete yapılan şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği- İlk Derece Mahkemesince, öğrenme tarihi olarak bildirilen .............. tarihinden itibaren yasal süresi içerisinde ileri sürülen tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi gerekeceği-
Borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiyesi tebliğ edildiği tarihte haberdar olduğu, şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığından, bu tebliğin usule uygun olup olmadığının incelenmesine gerek bulunmadığı- Borçlunun ödeme emri tebliğinden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süreden çok sonra icra mahkemesine yaptığı usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük hak düşürücü sürede yapılmaması nedeniyle reddi gerektiği-
Usulsüz tebligat şikayetlerine ilişkin kararların infazı için kesinleşmesinin gerekmediği- Ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verildiğine göre, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığının kabulü gerektiği- Ödeme emrinde belirtilen ödeme süresi geçmedikçe, alacaklı tarafça haciz istenemeyeceği, bu koşullar oluşmadan önce konulan hacizler de geçersiz olduğu-