TMK madde 178'deki 1 yıllık zamanaşımı süresinin salt boşanmanın fer’î niteliğindeki tazminat ve nafakayı kapsadığı, katılma alacağının TMK. m. 5 yollaması ile TBK. m. 146(eBK m. 125) uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olması gerekeceği-
Başka mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar “mal ayrılığı”, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal “edinilmiş mallara katılma” rejiminin geçerli olduğu- 743 s. TKM'nin 153. maddesi uyarınca, "eve kadın bakar" tümcesi gereğince, kadının ev işleri yapması ve çocuklara bakması yasal işleri olup, katkı alacağı bakımından katkı sayılmaz ise de, koyunlara bakması, eşiyle birlikte çobanlık yapması ve koyunların sayısında oluşan artış gözetildiğinde evin olağan işleri dışında yaptığı bu işlerle gelir getirici ve tasarruf sağlayacağı işler yapması nedeniyle 01.01.2002 öncesi için bir gelire sahip olduğunun ve gelir elde ettiğinin kabulü ile edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönem bakımından TMK'nun 227, 219, 231 ve 236. maddelerine dayalı değer artış payı ve katılma alacağı isteğine ilişkin olduğu nazara alınarak davacının buna ilişkin alacağının da tespit edilmesi, buna rağmen tazminatın hakiki miktarının tayini mümkün olmadığı takdirde hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri uyarınca davacıya ödenecek tazminat miktarının tayin edilmesi gerekeceği-
Davacının, dava dilekçesinde herhangi bir miktar belirtmeden payı oranında iptal ve tescile, mümkün olmaz ise payın değerinin tahsiline karar verilmesini istemesi ve bu taşınmazın kişisel mal olmaması halinde, davacının talebinin artık değerin yarısına ilişkin katılma alacağı olarak kabul edileceği-
Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi adli tatil zamanına rastlarsa bu sürelerin ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılacağı- Katılma alacağına yönelik davalarda, eklenecek değerlerden (TMK. m. 229) ve denkleştirmeden (TMK. m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK. m. 219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK. m. 231) yarısı üzerinden (TMK. m. 236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerektiği- Katılma alacağı ve değer artış payını ödeyecek borçlu eşin isterse borcu ayın olarak da ödeyebileceği- Davalı tarafından mülkiyetin devri hususunda taraflarca anlaşıldığı ileri sürüldüğünden, mahkemece taşınmazlar ve araç yönünden TMK’nun 239. maddesine göre borcun ayın olarak ödenmesinin seçildiği dikkate alınarak hüküm kurulması gerekeceği- Artık değerin bulunmasında dava konusu banka hesaplarından çekilen paradan evlilik birliği içindeki borçlara ödendiği faturalarla ispatlanan miktarların düşülmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalının davacıya ödemek zorunda olduğu nafaka borçlarının mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme ait olması sebebiyle artık değer hesabında dikkate alınma imkanı olmadığı-
Mirasçının diğer eşin katılma alacağından miras payı oranında sorumlu olacağı-
TMK. 174/1 ve 2 gereğince takdir edilen tazminatlar, boşanma hükmünün kesinleşmesi ile muaccel hale geleceğinden, faize de boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekeceği- Dava dilekçesinde zina nedeniyle boşanmaya karar verildiği taktirde, TMK. mad. 236/2 gereğince edinilmiş mallara katılım payının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmişse de, bu isteğin ancak mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davada taraflarca ileri sürülebileceği-
Her iki tarafta Almanya'da çalıştıklarına ve belirli bir gelir elde ettiklerine göre evlilik birliği içerisinde edinilen mallara davacının da katkısının olduğunun kabulü gerekeceği, mal ayrılığı döneminde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için edinilen mallara para veya para ile ölçülebilen maddi bir katkısının olduğunun belirlenmesi halinde katkı payı alacağına hükmedilmesinin mümkün olduğu-
Davacı ile tarafların ortak miras bırakanı arasındaki mal rejimi ortak miras bırakanın 13.08.2006 tarihinde vefatıyla sona ermiş olup, (TMK'nun m.225/1) bu durumda eldeki dava BK'nun 125 (6098 sayılı BK.nun 146 m.) maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olacağı-
Davanın katılma alacağı isteği niteliğinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda Mahkemece, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlarda dahil olmak üzere davalı kocanın edinilmiş mallarının (TMK.m.219) toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar ve varsa kişisel malları çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak davacının katılma alacağının belirlenmesi gerekirken davalının kişisel malı niteliğindeki banka havalesi dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının 2004 yılından sonra boşanma dava tarihine kadar yapmış olduğu tadilat ve değişik iyileştirmelerin (bunların yapıldığı tarihteki miktarı bulunacak) edinilmiş maldan davalının kişisel malına yapılan katkı olduğu dikkate alınarak, TMK 230 ve 231 ve 236/ 1 maddesine göre değer artış payı olarak tespit edilen miktarın yarısı davacının değer artış payı alacağı olduğu kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-